18 |
DUE DILIGENCE ÇALIŞMASI DÖRT FAZDA YAPILABILIR: RISKLERIN DEĞERLENDIRILMESI; DUE DILIGENCE PROSEDÜRLERI; ONAY SÜRECI VE ONAY SONRASI RISK YÖNETIMI; ÜÇÜNCÜ TARAF ILE ÇALIŞMAYA BAŞLADIKTAN SONRAKI DÖNEMDE YAPILACAKLAR. |
faturalar kesiyor veya hiç göndermediği ürünlere veya vermediği bir hizmete ilişkin fiktif fatura gönderiyor. Suiistimalci, mağdur şirkette sahip olduğu pozisyonunu şahsi çıkarları için kötüye kullanarak bu faturaların tedarikçiye ödenmesini sağlıyor. Tahsilatı yapan tedarikçi de komisyonu suiistimalciye ödüyor. Burada tedarikçi, diğer bir deyişle üçüncü taraf suiistimalin gerçekleşmesinde kritik rol oynuyor.
C) Çıkar çatışmalarında üçüncü taraflar: Çıkar çatışması ACFE’ nin raporuna göre;“ Bir işveren( asil) adına hareket etmeye yetkili bir çalışanın( vekilin), çalıştığı kurumdaki profesyonel rolünün açıklanmayan( gizli) kişisel veya ekonomik bir faydadan dolayı işveren aleyhine etkilenebilmesi durumudur”. Çıkar çatışmasında durum rüşvetten biraz farklıdır. Rüşvet yöntemi ile yapılan suiistimalde, suiistimalci çalışan yetkisini kendi işvereninin faydasına kullanmak yerine aldığı komisyon karşılığında üçüncü bir tarafın faydasına kullanır. Çıkar çatışmasında ise suiistimalci çalışanın ın, üçüncü taraf için değil“ kendi ya�
yararına yaptığı” bir işlem söz konusudur. Sonuç rüşvet ile aynı olsa da, artık karşımızdaki“ üçüncü taraf” direkt olarak suiistimalci çalışanın menfaatinin olduğu( örneğin ortağı olduğu veya bir yakınının sahip olduğu) bir“ üçüncü taraftır”. Görüldüğü üzere üçüncü taraflar yapılan suiistimalin birçok farklı noktasında kendini gösteriyor.
ÜÇÜNCÜ TARAF RİSKLERİ NASIL YÖNETİLEBİLİR? Yolsuzluk ve rüşvet yasaları üçüncü taraflara ilişkin riskleri şirketin kendi riski olarak görüyor ve şirketlerin bu risklere ilişkin önlemler almasını bekliyor. Diğer taraftan özel şirketlerde gerçekleşen suiistimallere bakıldığında içinde üçüncü tarafların olduğu birçok vaka görüyoruz. Bu noktada ne yaparsak bu riskleri( sıfır seviyesine indiremesek dahi) asgari seviyeye indirebiliriz sorusu akla geliyor. Bu makalede en etkin iki mücadele yönteminden bahsedeceğim: Detaylı çalışma( due diligence) ve ihbar.
A) Üçüncü taraflara ilişkin suiistimal ve yolsuzluk risklerine karşı yapılan due diligence çalışması
|
Due diligence işbirliğine girilecek üçüncü tarafa ilişkin suiistimal ve yolsuzluk risk� risklerinin değerlendirmesi amacıyla yapılan bir çalışmadır. Due diligence çalışmasının tüm üçüncü taraflar için aynı kapsamda yapılması, kaynakların etkin kullanılması açısından uygun olmayacaktır. Bu nedenle risk bazlı due diligence çalışması kritik bir öneme sahiptir. Diğer bir deyişle suistimal ve yolsuzluk riski göreceli yüksek olan üçüncü taraflara ilişkin daha detaylı çalışma yapmak kaçınılmazdır. Due diligence çalışması kısaca aşağıdaki gibi dört
dili�
fazda yapılabilir. İlk fazda yapılan risk değerlendirmesine göre sonraki fazların kapsamı belirlenebilir.
Faz I- Risklerin değerlendirilmesi l Üçüncü tarafın genel olarak faaliyetlerinin anlaşılması l Üçüncü tarafın yolsuzluk ile mücadeleye ilişkin politika ve prosedürlerinin anlaşılması l Üçüncü tarafa ilişkin açık kaynaklardan faydalanılarak arka plan kontrolünün nün ya� yapılması( background check)- Şirketin ortakları ve üst düzey yöneticileri- Bağlı ortaklıkları ve iştirakleri- İnternet üzerinde haberlerin araştırıl� araştırılması- Üçüncü tarafa karşı açılan davalar ve iflas / iflas erteleme hususları- Gerektiği durumlarda şirket ortak ve yöneticilerine ilişkin yerel şirketlerden itibar analizinin yapılması l Hedef şirketin yöneticileri ile görüşmeler yapılması- Operasyonların detayları- Kamu şirketleri ile olan tüm bağlantılar- Kullanılan üçüncü taraflar- Hediye verme kültürü- Nakit kasa, ticari borçlar, çalışanların masrafları raporlaması ve bu masrafların ödenmesi, bordro, siyasi ve hayır işlerine ilişkin verilen hediyeler veya bağışlar- FCPA, diğer rüşvet ile mücadele yasalarına uyum programları ve prosedürleri l Kırmızı bayrakların belirlenmesi. Kırmızı bayraklara aşağıdaki hususlar örnek verilebilir:- Kamu şirket ve devlet yetkilileri ile ilişkiler
|