INmagazine Sayı 6 (Nisan, Mayıs, Haziran) | Page 12

PRİZMA
10
1975 yılında“ biyolojik iktidar” diye bir tanım yapmıştı. İnsanlar kullanmaları gerektiği söylenilen ilaçları kullanıyor, yaptırmaları gerektiği söylenen aşıları yaptırıyor, sağlığı için çok önemli olduğu söylenen meyve ve sebzeleri yemeye ağırlık veriyor, ayrıca sağlığı için günde kaç saat ya da adım yürümesi gerektiği ısrarla dayatılıyor. Bu da insanın tek yönlü normatif bir varlık olarak tanımlanmasını beraberinde getiriyor. Bütün bu bakış açıları sonuçta Orwell’ in 1984 adlı yapıtından kesitlerin onanması anlamına da geliyor bir ölçüde ve günümüzde çok tartışılan“ Sorumlu Yenilikçilik” ile olan bağı da oldukça açık sanırız. Bu konuyla ilgili verebileceğimiz başka bir örnek de tıp alanında insanlığın geliştirdiği teknolojiler olabilir. Örneğin, nöroloji alanındaki bilimsel gelişmeler insan beyninin en derinliklerine nüfuz etmek yönünde her gün atılan yenilikçi adımları hızlandırmış durumda. Hayvanların klonlanması da başarılı oldu. İnsanlık her geçen gün kendini yeniden yaratmaya, organ nakilleri gibi süreçlerle yaşamı onarmaya başladı. Yakın zamana kadar bilimkurgu diye kabul ettiğimiz her şey çoktan aşıldı ve aşılmaya devam ediyor. Bütün bu gelişmeler hiç kuşkusuz çok önemli ve insanlık için gerekli gelişmeler. Diğer yandan şirketlerin rekabetçi olması ve teknolojik
“ SORUMLU YENILIKÇILIĞI” GERÇEKTEN GARANTI ETMENIN YOLU NEDIR? BIZCE YANITI OLDUKÇA AÇIK.“ SORUMLU YENILIKÇILIĞI” GERÇEKTEN GARANTI ETMENIN YOLU ETIKTEN GEÇIYOR.
gelişmelere yatırım yapmalarının ve güçlenmelerinin de insanlığa sayısız faydaları olduğu ve olacağı açık. Ancak“ Sorumlu Yenilikçilik” dediğimizde yenilikçiliği geniş anlamıyla düşünerek, şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden ya da devletlerin sürdürülebilir kalkınma politikalarından farklı olduğuna dair ayırımı yapmamız gerekiyor. Bu ayrım da bizi şu önemli soruya yöneltir: Neyi farklı yapmalıyız? Diğer bir önemli soru ise“ Sorumlu Yenilikçiliği” gerçekten garanti etmenin yolu nedir? Bizce yanıtı oldukça açık.“ Sorumlu Yenilikçiliği” gerçekten garanti etmenin yolu etikten geçiyor. Yukarda belirttiğimiz Potter Stewart’ ın sözüne geri dönersek neyi yapmaya hakkınız olduğu ile neyin doğru olduğu arasındaki farkı, yani etik anlayışı somut olarak konumlandırırsak, gerek teknoloji ile etik ilişkisini gerekse“ sorumlu yenilikçilik” kavramının doğru uygulanmasını eş zamanlı olarak garanti etme şansımız olacaktır. Sizler ne dersiniz? 4
( 1)“ Indicators for Promoting and Monitoring Responsible Innovation”, European Commission, Directorate-General for Research and Innovation, Directorate B- Innovation Union and European Research Area, Unit B. 7- Science with and for Society, 2015.