INmagazine Sayı : 5 (Ocak - Şubat - Mart) | Page 51

“İNSAN GELİŞİMİ” KAVRAMININ İÇERİĞİ YALNIZCA SAĞLIK, OKUL EĞİTİMİ VE KİŞİ BAŞINA GELİR TERİMLERİNDE TANIMLANAMAZ. BUNA GÖRE, ROCKEFELLER’I EN GELİŞMİŞLER VE DİYELİM Kİ DOSTOYEVSKI’Yİ EN AZ GELİŞMİŞ OLANLAR ARASINDA DEĞERLENDİRMEK GEREKECEKTİR. duğu çekişmesi bu iki kavramın bir ve aynı olgunun iki yanı olduğunu gözden kaçırır. Modernleşme dolaysızca değişimi imler ve etik değişim geleneğin pıhtılaşmasını çözündürecek duyunç ve istenç özgürlüğünü, insanın varolanı sorgulayabilme ve eylemde bulunabilme yeteneğinin gelişimini gerektirir. Bir gelenek toplumu uluslararası doğrudan yatırımın açılması yoluyla ekonomik olarak gelişebilir, örneğin Güney Kore, Tayvan gibi; ya da yine dışsal kapital yatırımı ile ekonomik gelişme sürecine girebilir, örneğin Çin ve Hindistan gibi. Ama salt ekonomik gelişim salt sanal bir gelişimdir; insanlar korku ve baskı kültürü içinde de çalışıp üretebilirler, giderek H-bombası bile üretebilirler; hiçbir karakter kazanmaksızın mekanik olarak üretim sürecine katılabilir ve ekonomik göstergeleri yükseltebilirler. Ve yine, demokrasinin gelişimi yalnızca oy sandıklarının sayısı yoluyla belirlenmez. Kendi duyunçları ve istençleri ile yargıda bulunan, karar veren ve eylemde bulunabilen özgür insanların özgür yurttaş toplumunu gerektirir. Demokrasi etik gelişimin politik anlatımıdır. Modernleşme “Batılılaşma” değildir çünkü Batının kendisi henüz gelişmekte, insan değişimini, etik yapısının yenileşmesini sürdürmektedir. Batı evrensel Çin ABD Hindistan Rockefeller Dostoyevski Brezilya Meksika Rusya insan hakları ve duyunç özgürlüğü ve politik özgürlük kavramlarını realize etmiş değil ama onları yalnızca kavramış ve tam olarak realize etmenin yoluna girmiştir. Batı’yı Doğu’dan ayırdeden etmen insanların özgür doğduklarının, yasa önünde eşit olduklarının ve devletlerini kendi istençlerinin anlatımını yapma güçlerinin olduğunun bilincidir. Batının bütün [