INmagazine Sayı : 5 (Ocak - Şubat - Mart) | Page 50

FELSEFE 48 zorundadır. Oysa etik olmaksızın ekonomi sanaldır, gerçek bir ekonomi niteliğini taşımaz. İnsan istencinden ve özgürlüğünden başka etmenler tarafından ayakta tutulur ve sürdürülür. G20’nin üyelerini sınıflandıran “gelişmiş ülke” ve “gelişmekte olan ülke” kavramları arasındaki ayrım gelişmiş ya da endüstrileşmiş ülkenin yüksek derecede gelişmiş bir ekonomisinin ve ileri teknolojik altyapısının olması, gelişmemiş ülkenin bu bakımlardan geri ya da çok geri olmasıdır. Ama salt bu terimlerde alındığında, iki alt küme arasındaki ayrım çok büyük ölçüde belirsizleşir. Ekonomik olarak gelişmiş ülkeler göreli olarak yüksek bir etik türdeşlik de gösterirler: İnsan hakları, demokrasi, duyunç özgürlüğü açısından aralarında ayrım yoktur ve kendilerini tek bir politik yapıya, tek bir anayasaya, tek bir devlete doğru örgütleme sürecindedirler. Gelişmemiş ülkeler ise türdeşlikten bütünüyle yoksundurlar, yerel-tarihsel kültürleri ile bir kültürel-çoğulculuk tablosu sergilerler ve ekonomik gerilikleri etik gerilik ile birlikte gider. Açıkça insan haklarını çiğneyen diktatörlüklerden eşit ölçüde usdışı gelenek kültürlerine dek, insanlığın tarihte üstlendiği şekillerden anakronistik bir kesit sergilerler. Aralarında bir birlik ancak potansiyel çatışmaların askıya alınabildiği düzeye dek olanaklıdır. Eğer ekonomik