INmagazine Sayı : 5 (Ocak - Şubat - Mart) | Page 44
FELSEFE
G20 VE KÜRESELLEŞME
“Aile, toplum ve devlet boyutlarında, insan gelişimi kavramının anlatması
gereken şey etik gelişimdir. Önce ekonominin gelişmesi ve ancak bundan sonra
insanın etik karakter kazanması beklentisi insanın moral niteliğini siler. Devlet
gelişmemiş insanlarını geliştirmede çoğu kez çaresizdir çünkü despotik devlet
bile en sonunda kendi insanlarının istençsizliğinin bir fonksiyonudur. İnsan
gelişimini ölçmek için asıl ölçütler evrensel insan haklarının tanınması, duyunç
özgürlüğü ya da laiklik ve demokrasi ya da devletin ve yurttaş toplumunun
birliğidir.”
Yazı: Aziz YARDIMLI
B
42
ugün, 2016’da, Çin’de
G20 Hangzou buluşması
için hazırlıklar yapılırken
daha iyi bir gelecek için
güçlü bir uluslararası
ekonomik işbirliği ruhu
egemendir. Küresel ekonomik gelişme
mutluluktur çünkü dengeli ve kararlı bir
ekonomik işbirliği sonucunda hiç kimse yitirmeyecek, herkes kazanacaktır.
En azından Çin’in heyecanı neredeyse
sınırsızdır ve bir ön toplantıda 2016
zirvesine hazırlanan yetkilinin sözleri
sevinçle çınlamaktadır: “Yenilikçi, eşgüdümlü, yeşil, açık ve paylaşılan gelişimi sağlayacağız, ekonomiyi reform ve
yenilikler içinden geçireceğiz, yapısal
reformu ilerleteceğiz, yenileşme-güdümlü stratejiyi yürürlüğe koyacağız ve
Çin ekonomisinin ılımlı bir alan içinde
işleyebilmesi ve sağlam ve sürdürülebilir büyüme başarabilmesi için gelişimin
nitelik ve etkerliğine daha çok dikkat
edeceğiz. Çin’in ekonomik büyümesi
için saptadığımız ton budur” (1). Ekonomi neredeyse kutsaldır çünkü başka
her şey ona bağlıdır. Gelişme yeşil ve
saydam da olacak ve yenilik ve sürdürülebilirlik etmenleri gözden kaçırılmayacaktır. Çin biraz yavaş bir tempo
ile de olsa büyümeye ara vermeyecek,
bütün bir küresel gelişimin ekonomik
motoru olmayı başarıyla sürdürecektir.
Ve gene de bütün programda etik ile
uzaktan yakından ilgili tek bir sözcük
yoktur. İnsan hakları, duyunç özgürlüğü ve demokrasi kavramları zirveye ev
sahipliği yapacak olan Çin’in algısının
ötesinde görünmektedir.