INmagazine Sayı : 5 (Ocak - Şubat - Mart) | Page 36

KENTLER rekabet halinde. Ölçeği ne olursa olsun her şehir bu yoğun rekabeti yaşıyor. Şehirlerarası rekabetin giderek artacağını, fark yaratabilen ve itibarını yöneten şehirlerin rekabette avantajlı olacağını söylemek mümkün. Bu rekabette kazanan şehirler, dünyadaki değişiklikleri kavrayan ve uygulayan şehirler olacak. Dünyanın tanınmış, dünya ekonomisinden pay alan şehirlerinin isimlerini saydığımızda her biri bizde bazı duygu ve düşünceler oluşturuyor. Oluşturdukları duygu ve değer ile şehirler çekim merkezi haline gelerek hem önemli markaların o şehirlerde yatırım yapmasına hem de ekonomiden pay almayı başarıyor. Paris, Sidney, Barselona, Münih, Tokyo, Londra dendiğinde farklı şeylerin canlandığı- nı, bu şehirlerin farklılaşma adına bir başarı sağladıklarını söyleyebiliriz. Şehirler arasındaki ekonomik, sosyal ve çevresel rekabetin ölçülmesiyle adeta bir şehirler ligi oluşmuş durumda. ABD’de yapılan İtibarlı Şehirler araştırmasına bakıldığında şehirlerin her yıl farklı bir sıralamada yer aldığı görülecektir. Bu değişiklikler yaşanan rekabetin de bir göstergesi. Şirketlerde olduğu gibi ülkeler ve şehirler de belli bir itibara sahiptirler ve bu itibar performanslarını etkiler. ŞEHIR İTIBARININ ÖLÇÜMLENMESI ABD’deki İtibar Enstitüsü çalışmalarda şehirlerin itibarı ölçülürken Etkin Yönetim, Gelişmiş Ekonomi, Grafik 1 Etkin Yönetim Gelişmiş Ekonomi Nitelikli Kentsel Çevre 34 Grafik2: Dünyanın İtibarlı İlk 10 Şehri Kaynak: Reputation Institute, 2015 City RepTrak®; The World’s Most Reputable Cities Nitelikli Kentsel Çevre gibi üç ana faktör altında çok sayıda alt bileşen ele alınıyor. Gelişmiş Ekonomi başlığı içerisinde, “farklı ve saygın ürün ve hizmet üretimi, öncü şirketlerin genel merkezi konumunda olmaları, teknolojik avantaj, finansal kararlılık ve gelecek için yüksek potansiyelli büyüme, iş yapmak için tercih edilen koşullar sunuyor olmaları” şeklinde konular bulunuyor. Nitelikli Kentsel Çevre başlığında, “yaşam kalitesi yüksek, güzel bir şehir olması, yemek, spor, mimari ve eğlenceyi içeren geniş cazip deneyimler sunması, tanınmış sanatçıların, bilim insanlarının, mucitlerin, yazarların, sporcuların ve politikacıların doğduğu yerler olması” temel ölçütlerdir. Etkin Yönetim de ise; “Ziyaretçilere ve ev sahiplerine güvenli bir ortam sunmaları, siyasi ve hukuki kurumların gelişmiş bir yapıya sahip olmaları, ilerici, sosyal, ekonomik ve çevresel politikalar takip ediliyor olması, yeterli ulaşım, iletişim ve kamu kuruluşları altyapısına sahip olmaları, saygın liderler tarafından yönetiliyor olmaları gibi çok sayıda ölçüt görebiliyoruz. Bu üç ana ölçüte göre şehirlerin sıralamalarını Grafik 1’de görebiliriz. Son beş yıla bakıldığında, Grafik2’de sıralamalardaki değişikliklerden şehirler arasındaki rekabet daha net görülecektir. İtibarlı şehirler endeksinde ülkemizden sadece bir şehir mevcut, o da İstanbul. İstanbul endeks kapsamına alınan ilk 100 şehir içerisinde 2013 yılında 67. sırada, 2014 yılında 75. sırada, 2015 yılında ise 80. sırada yer aldı. İstanbul’un bu tip çalışmalarda hak ettiği yeri alabilmesi için özel çalışmalar yapılması ve şehir itibarından sorumlu bir birim oluşturulması gerekiyor. Şehirler gibi bölgeler ve ülkeler de itibar yarışında ön sıralarda yer edinerek ekonomiden pay almak için yoğun bir yarış içerisinde. Bu sebeple şehirlerin, bölgelerin ve ülkelerin iletişim stratejileri oluşturduğu ve bu kapsamda logolarıyla tanınma çabası içinde olduğunu görüyoruz.