Endeksi’nde en az yolsuzluğun yaşandığı 2. ülke olmasının bu oranlar üzerinde etkisi olmadığını düşünmemek
imkânsız. Bu anlamda depremlere
dayanıklı binaların belki de en büyük
düşmanı yolsuzluk tarafından sabote
edilen deprem mevzuatı uygulamaları
denilebilir.
Yine 2015’te Nepal’de meydana gelen
7,8 şiddetindeki deprem 1934 yılından
beri ülkede yaşanan en şiddetli deprem
olarak kayıtlara geçti. Deprem sonrası
ise en az 6000 kişi hayatını kaybederken 12 bin kişi de yaralandı. Aslında
1994 yılında Nepal yeni bir inşaat mevzuatını yürürlüğe koymuştu. Yasanın
Yeni Zelandalı danışmanı, yaptığı açıklamada mevzuatı yazmanın kolay olduğu, zor olanın uygulanmasını sağlamak
olduğunu belirtmişti. Yolsuzluğun yaygın olduğu ülkelerde müteahhitler inşaat mevzuatının etrafından dolaşabilecek
birçok yol bulabilecekleri gibi denetim
veya izin makamlarında bulunan kamu
görevlileri de bu yollar için rehberlik
edebiliyorlar. Nepal Depremi hakkında New York Times’tan Chris Buckley,
“Deprem sadece yıkılan binalardaki
lapa gibi beton veya çürük sütunları değil yolsuzluk veya kayıtsızlık tarafından
çürütülmüş devlet sistemini de ortaya
serdi” demişti.
SOSYAL YAPINI SÖYLE,
MİMARİ YAPINI SÖYLEYEYİM…
Peki yolsuzluk ve deprem kaynaklı can
kayıpları arasındaki ilişki üzerine matematiksel bir model kurulabilir mi? Evet,
Monica Escaleras, Nejat A