zuk alanın değerlenmesini sağlıyor, satışına rehberlik ediyordu. Devlet demir
ve çimento kararını 20 yıl önce verseydi
binalar yıkılmazdı”.
SİÇUAN’IN KÂĞITTAN OKULLARI
Ama eğer deprem ve yolsuzluk ilişkisinin ve bu yüzden giden canların sadece Türkiye’ye özgü bir felaket olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu
anlamda depremden zarar görme ve
yolsuzluk ilişkisi de bir bakıma evrensel
aslında. Öyleyse tarihte ve coğrafyada
küçük bir yolculuğa çıkalım sizlerle…
İlk durağımız Çin… Hatırlayanlar olacaktır, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Siçuan eyaletinde 12 Mayıs 2008 tarihinde
meydana gelen 7,8 şiddetindeki deprem yaklaşık 70 bin kişinin ölümüne
375 bin kişinin de yaralanmasına sebep
olmuştu. Deprem sonrası yıkılan binaların durumu ise bir başka skandalın ortaya çıkmasına sebep oldu. Depremde
10 bin okul binasının ciddi şekilde zarar
gördüğü, 7000 okul binasının tamamen
çöktüğü belirlendi. Yeni inşa edilmiş
binlerce okul binası, içindeki öğrencilere ne yazık ki mezar oldu.
Birçoğu kırsal bölgelerdeki okul binalarında olmak üzere, resmi kayıtlara göre
5000 öğrenci (aileler gerçek sayının,
bunun iki katı olduğunu iddia ediyor)
hayatını kaybederken, 15 bin öğrenci
de yaralandı. Çin’de uygulanan tek ço-
cuk politikası yüzünden birçok aile tek
çocuklarını depremde kaybetti. Sonuç
o kadar dramatikti ki, Çin hükümeti, Siçuan eyaletinde felakette çocukları ölen
ya da yaralanan aileler için tek çocuk
kısıtlamasını kaldırmak zorunda kaldı.
Depremde yıkılan okul sayısının diğer
binalara oranının bu kadar fazla olması, okul inşaatlarında düzenlemelerin
yeterli uygulanmaması ve yolsuzluk
nedeniyle felaketin büyüdüğü iddialarını da beraberinde getirdi doğal olarak.
Yüzlerce yeni inşa edilmiş okul yerle bir
olurken bütün eski okul binalarının tek
sıyrık bile almadan ayakta kalmaları,
tüm dikkatlerin son yıl \