INmagazine Sayı 35 Etik ve İtibar Derneği INmagazine Sayı 35 | Page 64

PORTRE
60
“ Dengeyi gözetirken dikkat edeceğin hususlardan biri sorumluluk olmalı . Kendine ve başkalarına karşı sorumluluk . Bunu abartmak keskin sirke etkisi verebilir . Ama ihmal etmenin zararı daha beterdir .” 18 Nisan 1978 yılında Nükhet ’ e yazdığı bir mektuptan alıntı . tarabilmek için yine ona başvurayım . Henüz çiçeği burnunda genç bir gazeteci , genç bir yeni evli olan Abdi İpekçi , Milliyet ’ ten Mektup köşesinde şöyle yazıyor : “ Her geri kalmış ülkenin kıymetli elemanları kendilerine daha bol imkân sağlayan , daha müreffeh bir hayat vaat eden ileri memleketlere göç edecek olursa geri ülkelerin her sahada muhtaç oldukları kalkınmayı kim temin edecek ? Bu davranışı haklı görmek milli ve ahlaki olduğu kadar beşerî bakımdan da zararlı olmaz mı ? Ben meseleyi bir aile rabıtasına benzetiyorum . Tanıştığı güzel bir kadın uğruna kırk yıllık karısını , çocuklarını feda edip terk eden , yuvasını yıkan bir adamı haklı görebilir misiniz ? Şayet görürseniz o cemiyetten hayır gelir mi ? Vatana borç , yedek subaylık vazifesi ile ne başlar ne de biter . Borcumuz hayatımızla kaimdir . Doğduğumuz gün başlar , öleceğimiz güne kadar devam eder .” Yine o ilk gazetecilik yıllarında , 20.4.1959 tarihli bir yazısında da şöyle diyor : “ Milliyet mensuplarından diğer gazetelerin sık sık yaptıkları cazip tekliflere ret cevabı verenler bunu bilirler : Aile para ile satın alınamaz , para ile değiştirilemez .”
Bu satırları yazdığı 1959 yılından , canının alındığı 1979 yılına kadar tam da böyle bir hayat sürdüren babam , ününün çok daha fazla arttığı yıllarda çok cazip iş teklifleriyle karşılaşsa da hiçbirine yüz vermemişti . Aile demişken bir babadan hiçbir tür şiddet , ihanet görmeden sükûnet ve huzur içindeki bir evde yaşamak ne önemliymiş ! İnsan yetmiş yıla yakın bir süre yaşayıp da yakın ve uzak çevresinde gördüklerinden sonra bunun kıyme-
“ Dünyanın en ünlü liderleriyle yaptığı tüm konuşmalarda
tini çok daha iyi anlayabiliyor . En sevdiği renk sorulduğunda pembe diyen , ay ışığına ve gün batımına , denizdeki
Abdi İpekçi hep gerilimleri yakamozlara bakmayı seven , annemize her doğum gününde ve evlilik yıl azaltacak , ulusları toplumları dönümünde çok güzel çiçekleri , çok
güzel ve anlamlı sözler yazdığı minik birbirlerine yaklaştıracak yolları izledi . Yaptığı girişimleri Bir evde bu tür inceliklere , böyle gün-
kartvizitlerle gönderen bir babaydı O .
delik ihtişamlıklara şahit olunduğunda çoğu zaman yazılarında yansıtmadı bile … Çalışmalarıyla , güzel hediyeler sunulmuş gibi mutlu
o evdeki çocuklar da kendilerine en
olurlar ve bu mutluluğu ömür boyu başarılarıyla övünmekten çekinirdi .” içlerinde taşırlar . İşte kurşunlarla kalbi parçalanmadan 12 gün önce , evlilik yıl dönümlerinde anneme gönderdiği çiçeğe iliştirdiği sözler : “ Çiçek güzel
Hıfzı Topuz ama ömürsüz . Evliliğimiz hem güzel