İzin kullanılmamasının kötü niyetli çalışan açısından dayanılmaz cazibesi , işletme riskinin önlenemez yükselişidir .
İş ve özel hayat dengesinin sağlanması , isteklendirme ve çalışan memnuniyeti , insan kaynağı verimliliği , gelişimi , yetiştirilmesi , kariyer imkânları sağlanması , iş süreçlerinin kalite ve kontrol güvencesi açısından gözden geçirilmesi , kurumsal sürdürülebilirlik ve risk yönetimi için işletmelerde düzenli yıllık izin kullanımı , tayin , terfi ve rotasyon uygulamaları aksatılmadan yürütülmelidir .
İşletmelerin çalışanları ile ilgili risklerine ilişkin sigorta işlemlerinde , poliçelerinde sigorta şirketleri , çalışanların yıllık izinlerini düzenli olarak kullanıp kullanmadıklarını dikkate alarak değerlendirmelerini yapmaktadır . Düzenli ve planlı izin kullanımının olduğu işletmelerin sigorta yönetiminde bu hususu göz önüne almaları , sigorta maliyetleri açısından avantaj sağlamaları bakımından önem taşımaktadır .
Yönetim Kurulu , Denetim Komitesi , Yöneticiler ve Denetçilerin çalışanların yıllık izin planlarının gerçekleşme durumunu izlemesi , kullanılmayan izinlerin nedenlerini değerlendirmesi , yedekleme ve kariyer planlamaları , terfi , tayin ve rotasyon uygulamalarını gözden geçirmesi kurumsal risk yönetimi ve sürdürülebilirlik açısından görev ve sorumluluklarını oluşturmaktadır .
İzin kullanımı çalışkan olmak , özveride bulunmak için engel değildir !
Uzun lafın kısası Yaşadığımız gezegeni tehdit eden karbon ayak izimizin neden olduğu riskleri düşünürken , diğer yandan iş hayatımızda , kurumsal hayatta her zaman var olan , çalışma kültürümüzde mevcut anlayışın sonucunda farkındalığımızın zayıf olduğu , bu nedenle öngörülmeyen , göz ardı edilen yıllık izin kullanımına ilişkin riskleri de değerlendirmeliyiz .
Diğer taraftan çevre , sürdürülebilirlik ve kurumsal yönetim konuları ( ESG ) sıcak gündem mevzuları olmaktan öte , yapılan ve yapılmakta olan düzenlemelerle uyum gösterilmesi gereken , hukuki sonuçları olan hususlardır ve geleceğe yönelik sorumlulukla rımızın bir gereği etik ilke ve değerlerimiz açısından önem taşımaktadır .
Yaşam her bireye iyi ya da kötü tutum ve davranış için fırsat ve tercih sunar . Kimileri şahsi hırsları peşinde koşarken çevresini göz ardı eder , bireysel tatminini her şeyin üstünde tutar . Kimileri de yaşadığı topluma ve zamana değer katmak , faydalı olmak için üretir , ürettiğini paylaşır , paylaşmak için imkân ve ortam yaratır .
Sonuç olarak Sürdürülebilirlik için karbon ayak izi ve yıllık izin , işletmelerimizin geleceğe yönelik sorumluluklarında ödev edinilerek yönetilmesi gereken konular arasında yer almalıdır . Akıl ve iş ahlakı bunu gerektirmektedir .
Hayatın bize verilen bir armağan olduğunu düşünelim ve kendi geleceğimizi gezegenimizin geleceğiyle birleştirerek , birlikte sürdürülebilir bir yaşam için bize armağan olan hayatımızı anlamlandıralım .
Unutmayalım ki attığımız adımların izleri , geleceğimizi şekillendiren en önemli etken olacaktır
25