yan bir konuma gelecektir . Vasatlığın devam edeceğine ama bunun yanında |
daha iyi ve daha değerlinin çok daha fark edilir olacağını düşünüyorlar .. Hatta Karl Marx bile ilginç bir şekilde bu robotikleşmenin kaçınılmaz olduğunu belirtirken söz konusu sistemi şöyle tanımlıyor :” bireylerin özgürce gelişimine , dolayısıyla artık emek elde etmek üzere gerekli emek sürecinin indirilmesine değil de genel olarak toplumun gerekli emeğinin
( socially necessary labor time ) minimuma indirilmesine dayanan , böylelikle de herkes için yaratılan boş zaman ve araçlarla bireylerin sanatsal , bilimsel vb . alanlardaki gelişimine olanak
|
tanıyan bir sistem ”. Bu da insanların vasat işleri yapay zekaya bırakıp kendilerini çok daha geliştirebilecekleri alanlara kaymalarını sağlayacaktır .
McKinsey Global Institute gibi kuruluşlar 400-800 milyon kişinin 2030 yılına kadar mevcut işlerinden olacağını tahmin ediyorlar . İşte burada da bir etik dilemma ortaya çıkıyor . İşlerini kaybeden milyonlar toplumsal artı ürünün getirisi olan artı değerden faydalanabilecek mi yoksa bu sadece ayrıcalıklı bir sınıfın daha da zenginleşmesine mi sebep olacak ? Bunun cevabı aslında tam olarak verilmiş değil
|
|
Biz de bir deney yapalım dedik ve prototip yapay zekâ sohbet robotu olan ChatG- BT ’ ye etik ve uyum konuları ile ilgili sorular sorduk .
Genel olarak cevapların oldukça vasat ve hatta bazen tekrarlardan meydana geldiğini gördük . ChatGPT genel olarak sanki bir yazılı veya sözlü sınava giren ve geçmek zorunda olan bir öğrenciden daha iyi yanıt vermeğini görüyoruz . Karşı tarafı anlamaya çalışıyor ama talebin içeriğinden çok karşı tarafı memnun etmeye yönelik bir cevap vermeye çalışıyor . Öğretmeninin kendisini takdir etmesini bekleyen bir öğrenci gibi ilk önce soruyu yineliyor . Soruyo bölümlere ayırıyor ve sonrasında da pek de orta yoldan daha doğrusu vasattan ayrılmadan ona cevap vermeyi tercih ediyor .
|
ChatGPT , aslında insanların gerçekte öğrenmek istediklerinin yerine duymak istediklerini yazıyor . Hatta aslında biraz da muhatabının işini göreceğini düşündüğünü cevap olarak veriyor ..
İş Etiği Nedir ? Sorusuna yazdığı makalede yapay zekanın oldukça dolambaçlı bir yol çizdiğini gördük . Tanımlardan ve beylik cümlelerden sonra söyledikleri tatmin edici olsa da sanki sınavdan 50 puan alsa yetecek bir öğrenci gibi tüm bildiklerini çalakalem yazdığını gördük . Söylediklerinin tümü doğru idi ama o vasatlık havasında bir türlü çıkamadığı ve çok tekra yaptığı da ortada idi . İş etiği ile ilgili sorularda da konuyla ilgili birçok şeyi söyleyen , onu bir çok farklı şekilde tanımlayan ama gerçek bir şekilde iş etiği konusunun içine tam olarak asla girmeyen bir laf salatası karşımıza çıkıyor
|
“ Şirketlerdeki İş Etiğini Sağlamak İçin Neler Yapmak Gerekir ” sorusuna ise özellikle etik liderliği vurgulayarak başlaması bence çok başarılı bir yorum olarak görülebilir . Daha sonra da iç denetim ve ihlal raporlama mekanizmalarından bahsetmesi de konuyu vasatın üzerinde cevapladığını gösteriyor . Oldukça kısa olan bir metine göre faydalı bilgiler verdiği de aşikar olarak görülebilir .
Bir Etik Kodu nasıl olmalıdır sorusuna verdiği cevap ise Google ’ da arama motorunda çıkan etik kodlarının bir “ potpuri ” sini sunmaktan ibaret . İş görür bir metin ama vasatlıktan asla çıkamıyor . Bir öğretmen öğrencisinin sınav kağıtından bu metni gorse kopya çektiğinden şüphelenecektir . Bu açıdan metnin kendine özgü olmadığı oldukça fazla fark ediliyor .
|
31 |