INmagazine Sayı 30 Etik ve İtibar Derneği INmagazine 30 | Page 35

yan bir konuma gelecektir . Vasatlığın devam edeceğine ama bunun yanında
daha iyi ve daha değerlinin çok daha fark edilir olacağını düşünüyorlar .. Hatta Karl Marx bile ilginç bir şekilde bu robotikleşmenin kaçınılmaz olduğunu belirtirken söz konusu sistemi şöyle tanımlıyor :” bireylerin özgürce gelişimine , dolayısıyla artık emek elde etmek üzere gerekli emek sürecinin indirilmesine değil de genel olarak toplumun gerekli emeğinin
( socially necessary labor time ) minimuma indirilmesine dayanan , böylelikle de herkes için yaratılan boş zaman ve araçlarla bireylerin sanatsal , bilimsel vb . alanlardaki gelişimine olanak
tanıyan bir sistem ”. Bu da insanların vasat işleri yapay zekaya bırakıp kendilerini çok daha geliştirebilecekleri alanlara kaymalarını sağlayacaktır .
McKinsey Global Institute gibi kuruluşlar 400-800 milyon kişinin 2030 yılına kadar mevcut işlerinden olacağını tahmin ediyorlar . İşte burada da bir etik dilemma ortaya çıkıyor . İşlerini kaybeden milyonlar toplumsal artı ürünün getirisi olan artı değerden faydalanabilecek mi yoksa bu sadece ayrıcalıklı bir sınıfın daha da zenginleşmesine mi sebep olacak ? Bunun cevabı aslında tam olarak verilmiş değil
Biz de bir deney yapalım dedik ve prototip yapay zekâ sohbet robotu olan ChatG- BT ’ ye etik ve uyum konuları ile ilgili sorular sorduk .
Genel olarak cevapların oldukça vasat ve hatta bazen tekrarlardan meydana geldiğini gördük . ChatGPT genel olarak sanki bir yazılı veya sözlü sınava giren ve geçmek zorunda olan bir öğrenciden daha iyi yanıt vermeğini görüyoruz . Karşı tarafı anlamaya çalışıyor ama talebin içeriğinden çok karşı tarafı memnun etmeye yönelik bir cevap vermeye çalışıyor . Öğretmeninin kendisini takdir etmesini bekleyen bir öğrenci gibi ilk önce soruyu yineliyor . Soruyo bölümlere ayırıyor ve sonrasında da pek de orta yoldan daha doğrusu vasattan ayrılmadan ona cevap vermeyi tercih ediyor .
ChatGPT , aslında insanların gerçekte öğrenmek istediklerinin yerine duymak istediklerini yazıyor . Hatta aslında biraz da muhatabının işini göreceğini düşündüğünü cevap olarak veriyor ..
İş Etiği Nedir ? Sorusuna yazdığı makalede yapay zekanın oldukça dolambaçlı bir yol çizdiğini gördük . Tanımlardan ve beylik cümlelerden sonra söyledikleri tatmin edici olsa da sanki sınavdan 50 puan alsa yetecek bir öğrenci gibi tüm bildiklerini çalakalem yazdığını gördük . Söylediklerinin tümü doğru idi ama o vasatlık havasında bir türlü çıkamadığı ve çok tekra yaptığı da ortada idi . İş etiği ile ilgili sorularda da konuyla ilgili birçok şeyi söyleyen , onu bir çok farklı şekilde tanımlayan ama gerçek bir şekilde iş etiği konusunun içine tam olarak asla girmeyen bir laf salatası karşımıza çıkıyor
“ Şirketlerdeki İş Etiğini Sağlamak İçin Neler Yapmak Gerekir ” sorusuna ise özellikle etik liderliği vurgulayarak başlaması bence çok başarılı bir yorum olarak görülebilir . Daha sonra da iç denetim ve ihlal raporlama mekanizmalarından bahsetmesi de konuyu vasatın üzerinde cevapladığını gösteriyor . Oldukça kısa olan bir metine göre faydalı bilgiler verdiği de aşikar olarak görülebilir .
Bir Etik Kodu nasıl olmalıdır sorusuna verdiği cevap ise Google ’ da arama motorunda çıkan etik kodlarının bir “ potpuri ” sini sunmaktan ibaret . İş görür bir metin ama vasatlıktan asla çıkamıyor . Bir öğretmen öğrencisinin sınav kağıtından bu metni gorse kopya çektiğinden şüphelenecektir . Bu açıdan metnin kendine özgü olmadığı oldukça fazla fark ediliyor .
31