YAPAY ZEKA
30
...” bireylerin özgürce gelişimine , dolayısıyla artık emek elde etmek üzere gerekli emek sürecinin indirilmesine değil de genel olarak toplumun gerekli emeğinin ( socially necessary labor time ) minimuma indirilmesine dayanan , böylelikle de herkes için yaratılan boş zaman ve araçlarla bireylerin sanatsal , bilimsel vb . alanlardaki gelişimine olanak tanıyan bir sistem ”
" Vasatlık iktidarı öncelikle meslekleri istihdama dönüştüren bölünmeden ve emeğin sanayileşmesinden gelir . Marx bunu daha 1849 ’ da tasvir ediyor . Emeği önce bir güce , sonra da bir maliyete indirgeyen kapitalizm , onun içinden canını çekip almıştır ; Taylorizm ise emeğin standartlaştırılmasını en uç mantıklarına zorlamıştır .
Böylelikle meslekler azar azar yitirilmiştir ; emek cisimsiz bir ortalama yükümlülük haline gelmiştir . Şu ya da bu işte çalıştığı fark etmeyen çok sayıda ücretlinin gözünde , emek bir geçim yoluna indirgenir . Ortalama yükümlülük , ortalama sonuç ; bu işin mimarları ile bu işten istifade edenler dışındaki insanları , neredeyse kimsenin bilincine varamadığı büyük üretim kümelerinin bağrında , birbirinin-yerine-konabilir kimseler kılmaktır hedef ." 4
Sonuç olarak herhangi bir konuda yazılan metinleri ele alalım . Tüm metinler gibi yazarın zekasını , bilgisine , kapasitesine vb özelliklerine göre yazılan tüm metinlerin bir farklı yapısı olacaktır . Kendi geçmişinden , deneyimlerinden , hatalarından ve hatta önyargılarından beslenmiş olan bir harç ile oluşturacaktır yazının temelini . Bu temel üzerinden yükselecek olan metin de buna göre yazarının tüm özelliklerini fark etmeden de içerecektir . Bu çok kişisel bir istifa mektubu da olabilir oldukça sıradan bir etik ve uyum politikası da . Fakat her koşulda yazarlarının demin bahsettiğimiz özelliklerinden meydana gelen harç ile az ya da çok olarak farklılaşacaktır . Bu konuda iddialardan biri de yapay zekalar ile en azından bütün yazıların " iyi " olacağı ve vasat altı yazıların da olmayacağıdır . Peki burada asıl soru bu " iyi " nedir ? Yazarın içinde hiç olmadığı mı yoksa çokça olduğu mu ? Bu sorunun cevabının henüz verilmediği ortada . Bu iyiyi nasıl belirleneceği , bunun kişiselleşmekten uzaklaşmakta mı aranacağı ise bilinmiyor ? Oysa belki de bazı metinleri " farklı " kılan ve vasattan öteye taşıyan da o kadar da iyi olmaması olabilir mi ? Burada sınırı müphem bir iyi olarak belirlediğimiz anda farklı olarak nitelediğimiz metinlere ne olacaktır ?
Elbette bu tür bir vasatlaşmanın da meydana gelmeyeceğini söyleyenler de bulunuyor . Onlara göre robotların ve yapay zekanın insanın emeği ve zekasının yerine geçen bir sistemde ; insan daha çok kontrol eden ve tasarla-