ESG alanında ihmalkâr şirketlerin değer ve yatırımcı kaybettiğine dair geniş bir literatür şimdiden pek çok kaynaktan erişilebilir durumda .
tedarikçileriyle birlikte üretimden lojistiğe pek çok sektörümüzde derin bir dönüşümü kaçınılmaz kılacak . Üstelik bu rakamın çok daha yükselmesi ve AB dışındaki ülkeler için de geçerli olması eğilimi hızla artıyor . Şimdiden 36 ’ sı karbon vergisi ve 32 ’ si ETS olmak üzere toplam 68 doğrudan karbon fiyatlama mekanizmasının aktif olduğu ifade ediliyor . 13 Bunların uyumlaştırılması için müzakere ve çalışmalar da devam ediyor ama bu süreç uzun olacak gibi görünüyor .
İkinci olarak raporlama ve iş yapma standartları ile iç mevzuatların revizyon ihtiyacını doğru anlamlandırmak gerekiyor . Zira tıpkı entegre raporlama yaklaşımında olduğu gibi burada da sadece sürdürülebilirlik raporları ile mali raporların birleştirilmesi değil , çok daha ötesi söz konusu . Özetle bu iki alandaki tüm çerçevenin en son mevzuata uygun olarak raporlanması gerekli olacak ancak bu bir stratejik düşünme süreci olacak aslında . Yani entegre bir perspektifle ESG bağlantılı etkilerin , şirket için oluşturduğu risk ve fırsatların stratejik açıdan ele alınması ; iklimin şirket üzerinde , şirketin ise iklim üzerindeki etkilerinin iş sonuçlarını nasıl şekillendireceğini planlamak ve proaktif çözümler ile gerekli aksiyonları tanımlamak gerekiyor . Çok basit bir örnek ile iklim değişikliği sebebiyle artan sel ve heyelanlar bir elektrik dağıtım firması için daha çok ekipman yedeklemesi , hızlı müdahale timleri ve daha çok yatırım gereği ortaya çıkartabiliyor . Benzer şekilde bir madenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin tamamının bertaraf edilmesi için çalışmalar ve bu alanda karşılaşılabilecek hukuki risklerin önceden koruyucu adımlarla düzenlenmiş ve iş planına yansıtılmış olması gerekiyor . Dolayısıyla AB ’ deki karbon fiyatlandırmasının hedeflediği çelik , elektrik ve lojistik gibi belirlenmiş sınırlı başlıkların çok daha ötesinde sektörel etkilere hazırlanmak gerekiyor .
Son olarak çok alışılmadık türdeki riskleri de öngörerek bunları da sağlıklı yönetmek gerekiyor . Örneğin son yıllarda pek çok şirket ESG ve sürdürülebilirlik alanında yaptığı açıklamalar sebebiyle önemli eleştiriler , hatta bazı örneklerde davalar ve idari para cezaları ile karşılaştı . Çok önemli bir finans devinin ofisine kısa süre önce Almanya ’ da baskın yapılması da bunun bir diğer çarpıcı ve güncel örneği . Dolayısıyla bazı şirketler artık kurumsal sosyal sorumluluk bağlamındaki yürütülen faaliyetlerini dahi duyurmaktan imtina edebiliyor ya da duyuru tonunu düşürebiliyor . Zira yeşil badana 14 olarak adlandırılan yanıltıcı veya dezenformasyon olarak algılanabilecek açıklama ve raporlamalar artık şirketler için son derece ciddi sonuçlar doğurabiliyor . Böylelikle bu başlığı da iş sonuçları açısından yeni bir kritik alan olarak işaret etmek yanlış olmayacaktır . Ayrıca pek çok yeşil yatırım fonunun son dönemde sürdürülebilirlik iddialarını azaltarak “ koyu yeşil yatırımlardan açık yeşile doğru ” konumlanma eğiliminde olduğunu da bu bağlamda belirtmek gerekir . Bu alandaki iddialar ve sonuçları konusunda bir sonraki başlıkta ele alacağım raporu , sunumu ve paneli de incelemek isteyebilirsiniz .
V . İtibardaki Belirleyiciliği : ESG konuları geleneksel olarak itibarın oluşumunda en hızlı ve güçlü tepki veren başlıklar arasında ve son dönemdeki gelişmelerle , artan doğa olayları ile yükselen farkındalıkla birlikte şirketler için önemi ve etkisi daha da öne çıkıyor .
Özellikle yaşadığımız pandemi ve artan doğa olayları , çevresel felaketler sonra-
29
13 EU carbon price tops € 100 a tonne for first time : https :// www . ft . com / content / 7a0dd553-fa5b-4a58-81d1-e500f8ce3d2a ve çeşitli ETS fiyatları için : https :// icapcarbonaction . com / en / ets-prices
14 Yeşil badana konusunda hukuki olmasa da , kavramsal çerçeve bağlamında açıklayıcı ve sade bir özet için : “ Yeşil badana ve ötesi ” https :// yesilgazete . org / yesil-badana-ve-otesi /