Uyum Yönetiminde ESG Neden Yükseliyor ? Uyum ve iş etiği alanları kuşkusuz mevzuatla çerçevelenen her başlığı , bir şirketin tüm faaliyetlerini kapsar . Yine de hepimizin bildiği gibi geleneksel olarak öne çıkan , daha kritik kabul edilen belirli uyum başlıkları vardır . Şirketlerin faaliyet alanına göre değişse de örneğin uluslararası yaptırımlar , suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanın önlenmesi , yolsuzluk ile mücadele ve rekabet hukuku genellikle öne çıkan başlıklar arasında yer alır . Günümüzde sürdürülebilirliğin temel metriklerinin gelişim alanını işaret eden ESG başlığının ( ÇSY : Çevresel , Sosyal ve Kurumsal Yönetim / Yönetişim ) da pek çok şirket için öne çıkan başlıklar arasına girdiği ya da girmesi gerektiği değerlendiriliyor . İlgili son mevzuat çerçeveleri ve gelişmekte olan ESG davaları gibi süreçler dahil sahadaki gelişmeler incelendiğinde bunun en az beş çarpıcı ana sebebi var :
I . Güçlü & Hızlı Dönüşüm : Geleneksel iş yapma biçimlerinde , dış ticaret kurallarında , hatta ulusal mevzuat ve standart çerçevelerinde derin ve hızlı bir ESG dönüşümünün başlamış olması .
Bu alanda yıllardır küçük ilerlemelerin üzerine inşa edilerek yavaşça yükselen mevzuat çerçeveleri bilhassa Avrupa Yeşil Mutabakatı ve COP 27 dönemindeki atılımlar ile dalga , hatta boyut değiştirdi . Ticaret Bakanlığımızın yüksek bürokratlarının pek çok toplantıda sadece Yeşil Mutabakat bağlantılı ESG dönüşümünü bile dış ticaretimizi derinden etkileyecek bir “ mevzuat tsunamisi ” olarak özetlemesi son derece haklı gerekçelere sahip . Bu alanda pek çok ülkede alınan son siyasi kararlar ile ulaşılmak istenilen hedefler hem erkene çekilmiş hem de geleneksel Brüksel Etkisi ’ yle AB ’ yi de aşarak küreselleşmiş
|
durumda . Avrupa ’ daki enerji ve tedarik zinciri krizleri de bazı beklentilerin aksine bu dönüşümü yavaşlatmak yerine desteklemeye başladı .
Üstelik bu dönüşüme geçmişte daha temkinli yaklaşan ABD ’ de de çok sayıda önemli gelişme yaşanıyor . ABD ’ nin SPK ’ sı olarak adlandırabileceğimiz SEC ’ in kararları ve Biden Yönetimi ’ nin iklim değişikliği konusunda federal tedarikçi düzenleme teklifi , Enflasyonla Mücadele Kanunu , önde gelen yatırım / finansman şirketlerinin açıklamaları ve güncel siyasi tartışmalar bu alanda öne çıkan bazı örnekler . 1 Ayrıca ABD ’ nin AB ile karbon fiyatlamasına dair dış ticaret alanında sınırda karbon düzenlemesi ( CBAM / SKDM ) gibi müzakereleri de küresel dönüşüm açısından önemli sinyaller . ABD Kongresi Araştırma Servisi ’ nin 21 Şubat ’ ta yayımladığı CBAM Analizi de bu sinyalleri destekliyor . 2
|
Bu ülkeler ve ekonomik bölgeler Türkiye |
gibi üçüncü ülkelerdeki şirketler için de kritik sonuçlar doğuruyor . Örneğin Alman Tedarik Zinciri Kanunu ve AB Değer Zinciri Düzenlemeleri , Sürdürülebilir Finansman Açıklamaları Düzenlemesi , Kurumsal Sürdürülebilirlik Özenli İnceleme ve Raporlama yükümlülükleri bu açıdan çarpıcı örnekler . 3 AB ’ de temsil ofisi ya da iştiraki bulunan ya da AB ile iş yapan , AB ’ li şirketlerin tedarik / değer zincirinde yer alan Türk şirketlerinin de büyük bir kısmı yıllık raporlama dahil bu tür yeni yükümlülüklere hızla uyum sağlamak zorunda . Burada uyum gereksinimi raporlama dışında yeni iç prosedürlerin oluşturulması , değer zincirinde uyum ihlali kontrolleri ve iç yönetişim yapısında Yönetim Kurulu ’ nda sorumlu atama gibi unsurlar da içerebiliyor .
Ayrıca yeşil dönüşümün finansmanın ve yeni yatırımların zorlaştığı mevcut koşullarda daha da değerli hale gelen sürdürülebilirlik finansmanı ve teşvikleri de bu raporlamaları ve AB
|
25 |