INmagazine Sayı 28 Etik ve İtibar Derneği INmagazine sayı 28 | Page 42

38
birlikte düşünmeye davet ettiğimiz “ Hayalimiz Benzer İş Birliği Programı ” bunlardan biri .
3 . taraflar , günümüz iş dünyasında şirketlerin en önemli paydaşlarından biri olarak görülüyor . Bu konuda şirketinizin 3 . Taraflara yönelik çalışmaları bulunuyor mu ? Bilindiği üzere global dünyada , birçok yasal düzenlemeye göre şirketler , iş yaptıkları üçüncü tarafların etik dışı eylemlerinden sorumlu tutulabiliyorlar . Bu nedenle iş ilişkisi başlamadan evvel 3 . tarafların özenle incelenmesi ve çalışılan süre boyunca izlenmesi son derece önemli . Zer , kurumsal satın alma ve tedarik zinciri yönetimi alanında ülkemizde , tedarikçi ve alıcıyı birbirine bağlayan geniş ve güçlü bir ekosisteme sahip . İş modeli gereği çok sayıda 3 . taraf ile iş ilişkisi geliştiriyor . Denetlenebilirlik , şeffaflık ve güvenilirlik değerleri bu ilişkilerin sürdürülebilirliği için kritik önem taşıyor . Zer ’ in kurduğu Tedarikçi Yönetim Sistemi ile bir taraftan satın alma süreçlerini etik , açık ve şeffaf bir şekilde yönetmek , diğer taraftan da 3 . taraf risk analizi ve yönetiminin yapılması amaçlanıyor . Uluslararası standartlardan beslenen , belirli değerlendirme kriterlerine sahip Tedarikçi Yönetim
Sistemi ’ ne dahil olmak isteyen bir 3 . taraf , olası risklerin bertaraf edilmesi amacıyla , öncelikle durum değerlendirmesi ( 3 . party due diligence ) ve denetim doğrulama süreçlerine katılıyor . Ayrıca bu inceleme ve değerlendirme mevcut tedarikçilerimiz için de belli periyodik aralıklarla tekrarlanıyor .
Diğer taraftan paydaşlarımızın iş etiğine , kanunlara , şeffaflığa olan duyarlılığı ve farkındalığı şirketimizi de doğrudan etkilemekte . Tedarikçilerimizin farkındalığını artırabilmek için rekabet hukuku gibi kritik öneme sahip konularda 3 . taraflara yönelik faaliyet alanlarına özel webinarlar düzenliyor , eğitimler organize ediyoruz .
Sizce ülkemizde ve dünyada iş etiği ile ilgili gelişime açık konular nelerdir ? Küresel çapta rekabetin oluştuğu , açık ve çok yönlü iletişimin yaşandığı , ticarette ve birçok alanda küresel bilincin ve dolayısıyla ortak değerlerin öne çıkmaya başladığı bir dönemde yaşıyoruz . Dünya çapında iş etiği konusunda çok hızlı bir değişimin ve gelişimin yaşandığını gözlemliyoruz . Ülkemizde de bu farkındalığın oluştuğunu ve gelişen dünyaya ayak uydurmak için ciddi yol kat edildiğini
görüyoruz . Bu kapsamda değişen yasal düzenlemeler ile gelişmekte olan bu değerlere paralel olarak ülkemizde de adil olmak , şeffaflık , hesap verebilirlik , sorumluluk , sürdürülebilirlik ilkeleriyle desteklenen kurumsal yönetim anlayışının yerleşmesi hedefleniyor ve bu hedefin en önemli taşıyıcısı olan şirketlere önemli sorumluluklar yükleniyor .
Pandemi ve devamında yaşanan hammadde ve çip krizi , Rusya ve Ukrayna arasında baş gösteren savaş ve bunlara bağlı tedarik zincirindeki aksamalar gibi yan etkilerin ülkemizde ve dünyada yaşam giderlerinin artmasına yol açtığı bir dönemden geçiyoruz . Yaşanan sıkıntılar , etik farkındalığı yüksek olmayan kesimlerde maalesef suistimallere zemin hazırlayabiliyor ya da gerekçe olarak karşılık bulabiliyor . Günümüzde rüşvete ve suistimallere ilişkin vakaların fazlalığı da şirketler açısından etik ilkeleri benimsememenin , içselleştirememenin nelere mal olabileceğini net bir şekilde ortaya koyuyor . Hem ülkemizde hem dünyada rüşvet , yolsuzluk , suistimal ve dolandırıcılıkla mücadelede çalışan farkındalığının artırılması , etik ilkeler temelinde inşa edilmiş bir kurum kültürü yaratmaktan geçiyor diyebiliriz