INmagazine Sayı 26 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 35

yapar . Emek gücü işçinin çalışma potansiyeli ya da yeteneği olarak adlandırılırken emeği ise asıl değer üretme eylemi olarak görür . İşçiler emek güçlerini kiraya vermenin bedelini ödemek için yeterli olandan çok çalıştıkları zaman kâr elde etme ya da artı ürün meydana gelmektedir . Marx tarafından geliştirilmiş olan artı değer teorisine göre artı dğer olmasaydı medeniyetin gelişmesi çok zor olacaktı .
Marksist etik teorisine göre
1 ) Etik ( ahlaki ) değerler evrensel değildirler ve zaman içinde değişime uğrayabilirler .
2 ) Etik ( ahlaki ) değerler toplumun üretici güçleri ve sınıflar arası ekonomik ilişkilere göre değişikliğe uğrarlar .
3 ) Herhangi bir zamanda egemen olan ahlaki / etik değerler egemen ekonomik sınıfın değerleridir .
Onaylanmış Şirket Koalisyonları ( gönüllü , kontrollü , uzun vadeli )
Üretilen her malın değeri gerçek emek ve ölü emek ( bu sermaye oluyor ) türünden yazılması esasına dayanmaktadır . Buna göre bir malın değeri o mal için harcanan emekle açıklanabilir . Bütün klasik iktisatçılar bu değer kuramını kullanmışlardır .
Marx , liberal ekonomistlerden ayrılarak , toplumsal olarak gerekli emek zamanı kavramını kullanarak yeni bir toplumsal bakış açısı getirmeyi amaçlamıştır . Çoğu ekonomist yalnızca bireyler üzerinden tartışırken Marx toplumun bütününün penceresinden bakar . Toplumsal üretim karmaşık ve bileşik bir emek gücüyle yapılmaktadır ve bunun tüm toplumsal yapıyı etkilemediğini düşünmek yanlış olacaktır .
Yine Marx ' a göre : " İşçi ne kadar çok zenginlik üretirse , üretiminin gücü ve büyüklüğü ne kadar artarsa , kendisi de o kadar yoksullaşır . Ne kadar çok meta üretirse , kendisi de bir meta olarak o kadar ucuzlar . Şeyler dünyasının değerinin artmasıyla doğru orantılı olarak insanların dünyası değersizleşir . Emek sadece meta üretmekle kalmaz , aynı zamanda , genel olarak meta ürettiği oranda kendini ve meta olarak işçiyi de üretir "
Marx kendi emek değer teorisinde emek gücü ve emek arasında ayrım
Artı değer ; üretilen malların değeri ile bu malların üretimi için ödenen ücret arasındaki farktır . Bir kişi 8 saat çalışırsa ; 6 saatlik bölümünde kendi değerini yeniden üretirken ; bu 2 saat diğer sürede karşılığı kendisine verilmeyen bir değer daha üretmektedir . Bu karşılığı verilemeyen değer ; “ artı değer ” olarak adlandırılır . Bu artı değer kapitaliste , feodale veya devlete gidebilir . Sorun artı değerin toplum yararına döndürülmemesi ile ortaya çıkmaktadır .
Marksist teori , İnsanların hayatlarını sürdürebilmek için yer aldıkları üretim güçlerini ve ilişkilerini ( örneğin , işveren-çalışan çalışma koşulları , teknik işbölümü ve mülkiyet ilişkileri ) içeren üretim tarzını anlatmak için altyapı kavramını kullanır . Üst yapı kavramı ise , toplumun kültürü , kurumları , siyasi güç yapıları , rolleri , ritüelleri , dini , medyası ve devleti dahil olmak üzere doğrudan üretimle ilgili olmayan diğer ilişki ve fikirlerdir . Üst yapı alt yapıya tesir etse de genel olarak üretim ilişkilerini içeren alt yapı üst yapıyı belirlemek konusunda çok dah baskındır . Marx ’ a göre : “ Varlıklarının toplumsal üretiminde , insanlar , aralarında , zorunlu , kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar ; bu üretim ilişkileri , onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder . Bu üretim ilişkilerinin tümü , toplumun iktisadi yapısını , belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur . Maddi hayatın üretim tarzı , genel olarak toplumsal , siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır . İnsanların varlığını belirleyen şey ,
33