MAKALE
kar çatışması , yolsuzluk gibi suistimallere sebebiyet veren erkek faillerin oranının % 92 , kadın faillerin oranının ise % 8 olduğu görülüyor . Raporda , erkeklerin kadınlara oranla daha fazla suistimal vakası içinde yer aldığını ortaya koyan bu tablonun , suistimal sonucu oluşan maddi kayıp ve suistimal sıklığında önemli bir cinsiyet eşitsizliği tespit eden geçmiş çalışmalarla da tutarlı olduğu belirtiliyor . 10
22
Diğer yandan , OECD ile Kanada Rekabet Otoritesi ( Canadian Competition Bureau ) tarafından yakın zamanda başlatılan The Gender Inclusive Competition Policy Project 11 kapsamında yürütülen araştırmaların ilk çıktıları da , erkek karar alıcıların , rekabet ihlallerini gerçekleştirmeye daha yatkın olduğunu gösteriyor . Almanya ’ da yapılan bir çalışmanın ön sonuçları , kadınların karar alıcı olduğu durumlarda rekabete aykırı anlaşmaların daha nadir görüldüğünü ve bu durumun , genel itibarıyla , kadınların suçluluk ve utanç duygularından kaçınması kaynaklı olduğunu ortaya koyuyor . Ayrıca , kartel oluşumu sonucunda birileri ( tüketiciler ) zarar görüyor ise , kadınların davranış değişikliğine gittiği ( kartele katılmaktan vazgeçtiği ) belirleniyor . İspanya ’ da yapılan bir başka çalışmanın ön bulguları ise , kartel karşıtı politikalar ve cinsiyet eşitliği politikaları arasında bir tür tamamlayıcılık olduğunu gösteriyor . Buna göre , çalışmanın iki çıktısının şunlar olabileceği öngörülüyor : Rekabet politikası , şirket karar alma mekanizmalarında cinsiyet eşitliği sağlamanın bir aracı olabilir ve / veya kartellerle mücadelede kadın kotaları etkili birer rekabet aracı olabilir . 12
Yönetim kurullarında ve üst yönetimde cinsiyet çeşitliliğinin sağlanmasının etik ve uyum iklimine bir diğer olumlu etkisi , şirketlerin çevresel , sosyal ve yönetişim ( environmental , social and corporate governance ; ESG ) performanslarındaki artışlarla kendini gösteriyor . Bu alanda yapılan çalışmalar , şirket yönetim kurullarındaki kadın üye oranının yaklaşık % 30 ’ luk kritik eşiğe ulaştığı durumlarda ESG standartlarının yükseldiğini açıkça ortaya koyuyor . ESG standartlarının iyileştiği durumlarda da , şirketler iç denetim ve yönetsel gözetimin güçlenmesi , yolsuzluk riski ve diğer etik ihlallerin azalması , olumlu iş ortamının sağlanması , paydaş bağlılığının artması , marka ve itibarın iyileştirilmesi gibi kritik ölçekler bakımından daha iyi performans sergilemeye başlıyor . 13 Bu çerçevede , şirketlerde cinsiyet çeşitliliğini sağlamanın , şirketlerin etik ve uyum faaliyetlerinin tamamlayıcı ve hatta vazgeçilmez bir parçası olması yönüyle de büyük önem taşıdığını görüyoruz .
Kadınların güçlendirilmesi konusu , sadece etik olması yönüyle değil , aynı zamanda şirket sonuçlarına olumlu katkıları açısından da önemli . Son 20 yıllık süreçte , farklı ülkelerde
Şirketlerde , cinsiyet çeşitliliği konusunda alınabilecek aksiyonlar üzerinde kafa yorulurken , kadınların üst yönetimde daha fazla yer almasının iş sonuçları üzerindeki olumlu potansiyel etkilerinin dikkate alınması ve bu açık neden-sonuç ilişkisinin şirket içi iletişiminin doğru biçimde yapılması kritik öneme sahip .
yapılan 80 ’ in üzerinde çalışma , kadınların yönetim kurullarında veya üst yönetimde yer alması ile şirket finansal performansında iyileşme arasında bir korelasyon olduğunu gösteriyor . 14 Bu kapsamda , giderek daha fazla sayıda şirket , cinsiyet eşitliği hedefini kurumsal önceliklerinden biri olarak benimsiyor . Öte yandan , özellikle yasal mevzuatın zorunlu kılmadığı durumlarda , şirketlerin harekete geçmesi ve cinsiyet eşitliği konusundaki taahhütleriyle uygulamaları arasındaki farkı kapatması konusunda bazı destekleyici mekanizmalara ihtiyaç var . Bu noktada , katılımcı şirketler için küresel hedefler belirleyen ve söz konusu hedeflere ulaşmak
14