INmagazine Sayı 14 | Page 23

lecek kaygılarından, okunan sosyal medya içeriklerinden gelmektedir. Gün sonunda bakışları yukarıdaki uyarıcılardan dolayı donuk bir hâle gelen ve bir önceki güne dair bilinç- li olarak herhangi bir detayı aklında tutamayan bu profil neden sizi dinle- sin? Ona neredeyse 10.000 uyarıcıyı ekarte ederek ulaşabilecek ve içine işleyecek, onu etkisi altına alıp dav- ranışlarını da olumlu bir şekilde bu söyleme göre yönlendirecek kadar söyleyebileceğiniz farklı, ilgi çekici ve önemli neyiniz var? Aslında tam olarak burada bir durmamız lazım. Çünkü aslında önemli olan şey ne anlattığınız değildir, onu nasıl anlat- tığınızdır. gücünü kullanarak herkesten farklı şekilde anlatma sanatı diyebiliriz. Sandığınızın aksine buradaki farklı anlatabilme noktasını başarmanız için aylarca süren sertifika kursla- rına katılmanıza gerek yok, sadece biraz hafızanızı zorlayın yeter. Ço- cukluğunuzda diğer anlatıcılarından çok daha fazla masalını dinlemekten heyecan duyduğunuz biri mutlaka olmuştur veya arkadaş gruplarınızda Bir afilli pazarlama yöntemi daha: “ Storytelling” (Hikayeleştirme Sanatı) Her gün bir yenisi ortaya çıkan pa- zarlama tekniklerine, son yıllarda di- ğer yöntemlerden oldukça farklı bir alanda değerlendirilen Hikayeleştir- me Sanatı yani “ Storytelling” kavramı da dâhil olmuş- tur. Sektör ayırt etmek- sizin uygulandığı her alanda kısa zamanda şa- şırtıcı derecede verimli sonuçlar sağlayan bu yöntemi diğerle- rinden ayıran en belirgin özellikler uyg u l a n a b i l m e s i için belirli koşulla- ra, finansal kay- naklara, uygun alana, pazar araştırmala- rına vs. ihtiyaç duyulmaması, her an her yerde istenildiği gibi kullanıla- bilmesidir. Bu yöntemi uygulayabil- meniz için tek ihtiyacınız; geniş bir hayal gücü ve doğru yerde kullanma- nız gereken tonlamalar olacaktır. Hi- kayeleştirme Sanatı için uzun teorik açıklama cümlelerine ihtiyacımız yok aslında. Kısacası, insanı insana, hayal “...hayat koşullarımız ne kadar zor olursa olsun, ben- liklerimiz günlük kavgalar içerisinde ne kadar değişime uğramış veya farkındalıkla- rımız körelmiş olursa olsun, insan olarak hepimiz bir noktada doğru olanı yapma içgüdüsünü taşıyoruz.” her zaman birisinin hikayeleri her- kes tarafından pür dikkat dinlenmiş, tekrar tekrar anlatması için ısrar edilmiştir. Anlattığı hikayenin doğru- luğu veya yanlışlığı ile kimse ilgilen- memiş, herkes nasıl anlattığına, yap- tığı taklitlere ve o anı herkese tekrar tekrar yaşatabilmesine hayran kal- mıştır. Geçtiğimiz hafta size gönde- rilen önemli bir raporun verilerini bugün hatırlayamıyorsunuz; fakat üzerinden yirmi beş yıl geçmesine rağmen hâlâ o masalı ya da o çocuğun anlattığı hikayelerini hatırlayabiliyorsunuz değil mi? Böyle olma- sı şaşırtıcı değil el- bette. Senaristlerin kutsal kitabı olarak kabul edilen “Story” kitabının yazarı Ro- bert Mckee’e göre “Zihnimizin dili öykü dilidir. Eğer bir kişi kendi düşüncelerini öykülerle sunmak is- terse, dinleyici buna direnmez; aksine anlatanı kucaklar.” Bilgi yüklemeyi robotlara sakla- yın, insanlara ise bir hikaye an- latın… Hikayeleştirme Sanatı’nın endüstri 4.0’da yeniden popüler olması aslın- da bir tesadüf değil. İnsanlığın var oluşundan beri her zaman hikaye anlatıcıları, masallar, öyküler haya- tımızda varken bu yöntemin beyaz yakalılar tarafından yeni keşfedilmiş bir kıta muamelesi görmesi ve he- yecanla karşılanmasının asıl sebebi nedir tam olarak? Cevap tam olarak hepimizin hayatının içinde gizli. Sa- bah sekiz akşam beş, hava almayan plazalarda sürekli mail bombardı- manı ve hedef tutturma/prim baskı- ları ile çalışan beyaz yakalıların daha fazla bilgi yükleme alanı maalesef artık mevcut değil. Yıllardır uygula- nan bu sistem bireyleri tükenmişlik 21