lecek kaygılarından, okunan sosyal
medya içeriklerinden gelmektedir.
Gün sonunda bakışları yukarıdaki
uyarıcılardan dolayı donuk bir hâle
gelen ve bir önceki güne dair bilinç-
li olarak herhangi bir detayı aklında
tutamayan bu profil neden sizi dinle-
sin? Ona neredeyse 10.000 uyarıcıyı
ekarte ederek ulaşabilecek ve içine
işleyecek, onu etkisi altına alıp dav-
ranışlarını da olumlu bir şekilde bu
söyleme göre yönlendirecek kadar
söyleyebileceğiniz farklı, ilgi çekici
ve önemli neyiniz var? Aslında tam
olarak burada bir durmamız lazım.
Çünkü aslında önemli olan şey ne
anlattığınız değildir, onu nasıl anlat-
tığınızdır.
gücünü kullanarak herkesten farklı
şekilde anlatma sanatı diyebiliriz.
Sandığınızın aksine buradaki farklı
anlatabilme noktasını başarmanız
için aylarca süren sertifika kursla-
rına katılmanıza gerek yok, sadece
biraz hafızanızı zorlayın yeter. Ço-
cukluğunuzda diğer anlatıcılarından
çok daha fazla masalını dinlemekten
heyecan duyduğunuz biri mutlaka
olmuştur veya arkadaş gruplarınızda
Bir afilli pazarlama yöntemi
daha:
“ Storytelling” (Hikayeleştirme
Sanatı)
Her gün bir yenisi ortaya çıkan pa-
zarlama tekniklerine, son yıllarda di-
ğer yöntemlerden oldukça farklı bir
alanda değerlendirilen Hikayeleştir-
me
Sanatı yani “ Storytelling”
kavramı da dâhil olmuş-
tur. Sektör ayırt etmek-
sizin uygulandığı her
alanda kısa zamanda şa-
şırtıcı derecede verimli
sonuçlar sağlayan bu
yöntemi diğerle-
rinden ayıran en
belirgin özellikler
uyg u l a n a b i l m e s i
için belirli koşulla-
ra, finansal kay-
naklara, uygun
alana, pazar
araştırmala-
rına vs. ihtiyaç duyulmaması, her an
her yerde istenildiği gibi kullanıla-
bilmesidir. Bu yöntemi uygulayabil-
meniz için tek ihtiyacınız; geniş bir
hayal gücü ve doğru yerde kullanma-
nız gereken tonlamalar olacaktır. Hi-
kayeleştirme Sanatı için uzun teorik
açıklama cümlelerine ihtiyacımız yok
aslında. Kısacası, insanı insana, hayal
“...hayat koşullarımız ne
kadar zor olursa olsun, ben-
liklerimiz günlük kavgalar
içerisinde ne kadar değişime
uğramış veya farkındalıkla-
rımız körelmiş olursa olsun,
insan olarak hepimiz bir
noktada doğru olanı yapma
içgüdüsünü taşıyoruz.”
her zaman birisinin hikayeleri her-
kes tarafından pür dikkat dinlenmiş,
tekrar tekrar anlatması için ısrar
edilmiştir. Anlattığı hikayenin doğru-
luğu veya yanlışlığı ile kimse ilgilen-
memiş, herkes nasıl anlattığına, yap-
tığı taklitlere ve o anı herkese tekrar
tekrar yaşatabilmesine hayran kal-
mıştır. Geçtiğimiz hafta size gönde-
rilen önemli bir raporun verilerini
bugün hatırlayamıyorsunuz; fakat
üzerinden yirmi beş yıl
geçmesine rağmen hâlâ
o masalı ya da o çocuğun
anlattığı
hikayelerini
hatırlayabiliyorsunuz
değil mi? Böyle olma-
sı şaşırtıcı değil el-
bette. Senaristlerin
kutsal kitabı olarak
kabul edilen “Story”
kitabının yazarı Ro-
bert Mckee’e göre
“Zihnimizin dili öykü
dilidir. Eğer bir kişi
kendi düşüncelerini
öykülerle sunmak is-
terse, dinleyici buna
direnmez; aksine
anlatanı kucaklar.”
Bilgi yüklemeyi robotlara sakla-
yın, insanlara ise bir hikaye an-
latın…
Hikayeleştirme Sanatı’nın endüstri
4.0’da yeniden popüler olması aslın-
da bir tesadüf değil. İnsanlığın var
oluşundan beri her zaman hikaye
anlatıcıları, masallar, öyküler haya-
tımızda varken bu yöntemin beyaz
yakalılar tarafından yeni keşfedilmiş
bir kıta muamelesi görmesi ve he-
yecanla karşılanmasının asıl sebebi
nedir tam olarak? Cevap tam olarak
hepimizin hayatının içinde gizli. Sa-
bah sekiz akşam beş, hava almayan
plazalarda sürekli mail bombardı-
manı ve hedef tutturma/prim baskı-
ları ile çalışan beyaz yakalıların daha
fazla bilgi yükleme alanı maalesef
artık mevcut değil. Yıllardır uygula-
nan bu sistem bireyleri tükenmişlik
21