Ayakkabıları Çıkartmayı
Unutmayın!
Yazı: Salim Kadıbeşegil
2007 yılında perakende zinciri bir yerel marketin yönetim kurulu toplantısına davet
edildik. Danışman bir arkadaşımla gittiğimiz Anadolu kentinin önde gelen markaların-
dan birinin yönetim binasına ev sahiplerimiz önde biz arkada gidiyoruz. Yönetim kuru-
lu odası binanın ikinci katında. Tam kapıdan gireceğimiz sırada ev
sahiplerimiz kapıda ayakkabılarını çıkardı. Ve tabii biz de! Tam
bir kültür şoku...
İ
stem dışı çıkarttığımız ayak-
kabılarımız ağlak gözlerle ar-
kamızdan bakarken birden
kendimizi Bill Gates’in bile sahip
olamayacağını düşündüğümüz
bir toplantı odasında bulduk. O
günün teknolojisinde ne varsa
hepsi oradaydı. LCD ekranlar,
elektronik beyaz tahtalar, her
koltuğun önünde masaya monte
edilmiş ekranlar, ses düzeni, oto-
matik açılıp kapanan perdeler…
Gösteriş olsun diye bu teknolo-
jinin orada olmadığını ilerleyen
dakikalarda anladık. Yönetim
kurulu üyelerinin her biri bunla-
rı kullanmaya yetkin olduklarını
toplantı akışı içinde ortaya koy-
du.
Herşey bir toplantı düzeneğine
uygun ama “herkes çoraplı”! Ara
sıra çay - kahve servisi yapılıyor
ama servis yapan çoraplı. Top-
lantı, bazı yazıların imzalanması
için birkaç dakikalığına kesiliyor,
içeri gelen takım elbiseli, kravatlı
görevli yine çoraplı!
Vizyon-Misyon-Değerler mese-
lesinde “kültürü” ıskaladığımızın
belgesi suratımıza bir tokat gibi
çarpmıştı. Bu iş yeri, içsel kültürü
içinde ayakkabıların kapıda çıka-
rılmasını yadırgamıyor ve hayat
olması gerektiği gibi -çoraplarla-
akıp gidiyordu.
Tony Hsieh felsefesini
“7/24 mükemmel
müşteri hizmeti” olarak
tanımlıyor.
Zappos’u incelersek bu kültür
meselesinin başarıya giden yol-
da ne kadar önemli olduğu ger-
çeği ile buluşabiliriz. 1999 yılın-
da önce danışman sonra CEO
olarak Zappos’un başına geçen
Tony Hsieh felsefesini "7/24
mükemmel müşteri hizmeti" ola-
rak tanımlıyor. Ama bu felsefe-
yi şirket kültürü adını verdiği ve
mutlu çalışanların desenlerini
oluşturduğu bir halıyı ilmek ilmek
örerek gerçekleştirebileceklerini
vurguluyor. Çünkü sadece inter-
net ortamında ticaret yapmanın
altın kuralının tüketiciye kendini
iyi hissettireceği deneyimler ya-
şatılması ile mümkün olabilece-
ğini söylüyor. Çalışanların kendi
inisiyatiflerini kullanarak, her biri
üniversitelerde örnek olay olarak
anlatılabilecek deneyimler olabil-
mesi için şirket kültürünün buna
uygun olması gerektiğini özel-
likle vurguluyor. “WOW” adını
verdikleri bu deneyimsel kültürü
şirketin 10 temel değeri ile koru-
ma altına alıyorlar. Politikalar ve
süreçler hepsi aynı kapta pişen
yemekler… 1
37