lenenlerden biri. O zamanlar henüz
16 yaşında olan Garland, bu film ile
birlikte dünyanın en büyük yıldızla-
rından biri haline gelmiş ve herkesçe
imrenilen bir oyuncu olmuştu. Gar-
land, yaşı itibarıyla daha çok küçüktü
ve uzun süren yorucu set koşuştur-
masını kaldırabilecek bir bünyeye
sahip değildi. Fakat bu yorucu tem-
ponun üstesinden nasıl gelecekti?
İşte karanlık taraf kendini burada
gösterdi. Garland’ın yaşına göre daha
fazla efor sarf etmesini sağlamak adı-
na stüdyo baskısıyla vücuduna zorla
adrenalin dopingleri enjekte edildi.
Bu sayede kendisi saatlerce uykusuz
kalabilir ve üstüne düşenin çok faz-
lasını yapabilirdi. Öyle de oldu. Fakat
enjekte edilen adrenalin dopingleri
Garland’ı uykuya hasret bir insan
haline getirdi. Uyumak istese dahi
enerji dopinglerinin etkisi buna izin
vermemeye başladı ve çareyi amfeta-
min kullanmakta buldu. Ve Garland
artık bir bağımlıydı! Küçük yaşında
tanıştığı uyuşturucu tabii ki de onun
peşini bırakmadı ve bir nevi hayatı
elinden alındı. Bağımlılık, gerek ha-
yatını ve gerekse psikolojisini olduk-
ça etkiledi. Defalarca intihara kalkıştı
ve henüz 47 yaşındayken aşırı doz
alımından hayatını kaybetti. Garland,
bataklıktan kurtulamayanlardan biri
oldu.
E.T.’NİN KÜÇÜK KIZI
Karanlık tarafı çok daha erken ve çok
daha acı bir şekilde tanıyan isimler-
den biri ise Drew Barrymore. Ken-
disi bu camiaya henüz 11 aylıkken bir
köpek maması reklamıyla girdi. Fakat
kalıcı anlamda yer aldığı ve dünyaca
adından söz edildiği ilk proje E.T. adlı
sinema filmiydi. Barrymore, altı ya-
şında merhaba dediği Hollywood’da
herkesi hayrete düşürecek yete-
nekler sergiledi. Çok kısa bir zaman
sonra gördüğü bu ilgi altında ezilen
Barrymore, bu rolü kaldıracak güce
sahip değildi. Tüyler ürperten ilk
vaka yedi yaşında sigaraya başlama-
sıydı. Ve sadece bununla da kalmadı;
sekiz yaşında alkolle, dokuz yaşında
marihuanayla, 10 yaşında kokainle,
12 yaşında cinsellikle, 13 yaşında ise
Judy Garland
Drew Barrymore
HOLLYWOOD’DA KARANLIK
TARAFI ÇOK ERKEN VE ACI BIR
ŞEKILDE TANIYAN ISIMLERDEN
BIRI, OZ BÜYÜCÜSÜ FILMI
ILE HÂLÂ HATIRLANAN JUDY
GARLAND VE DIĞERI ISE E.T.
FILMIYLE ÜNLENEN DREW
BARRYMORE.
kürtajla tanıştı. Devamında hem oku-
lunu hem de ailesini terk etti. Erken
yaşta şöhretin yarattığı kompleksin
ve ailesi tarafından ihmalin kurbanı
oldu. Ve 15 yaşındayken hiç beklen-
meyen bir aşama kaydederek yaşadı-
ğı bütün bu olumsuzlukları bertaraf
etmek için adımını attı. Bu kötü bi-
rikimi hayatını anlatan bir kitap ya-
zarak kustu. Yetişkin bir bireyin bile
kaldıramayacağı birçok şeyle çok er-
ken yaşta karşılaşan Barrymore, bu
süreci “azap” ve “cehennem” olarak
tabir etti. O gerçekten şanslıydı çün-
kü bu bataklığın içinden sağ olarak
kurtulmuştu. Ergenliğini ruhsal çö-
küntüyle değil aksine olgun ve iradeli
bir genç kız olarak tamamladı. Şu an
42 yaşında olan Barrymore, bu yaşı-
na kadar birçok güzel projeye imza
attı ve o dönemlerden eser kalma-
mışçasına hayatına devam ediyor.
Çocuk oyuncu istismarı konusunda,
yakın zaman da açıklama yapan isim-
lerden biri ise Yüzüklerin Efendisi
serisinde canlandırdığı Frodo Bag-
gins karakteriyle tanıdığımız Elijah
Wood oldu. Yukarıda gösterilen ör-
neklerin bu sektörde fazlaca yaşan-
dığını söyleyen Wood, kız veya erkek
çocuk ayrımı yapılmaksızın istismar-
ların gerçekleştiğini ekledi. Özellikle
çeşitli partilerde sinema sektörün-
den kimseler tarafından gerçekleşen
bu istismarın Hollywood’da bir salgın
olduğunu ve sistematik olarak iler-
lediğini de açıkladı. Böyle bir olayın
kamuoyu tarafından duyulmaması-
nın sebebini istismarı gerçekleştiren
kimselerin karşısında çocuk oyun-
cuların güçsüz ve sessiz olmalarına
bağladı. Kendisinin böyle bir olayla
karşı karşıya kalmamasını annesinin
korumacı tavrıyla açıklayarak gere-
ken her neyse bir an önce yapılması
gerektiğini söyledi.
Hollywood, dünya sinemasının baş-
kenti ve gücün insanı yoldan çıkara-
bilmesi için her şeye sahip. Aslında
genel olarak bakarsak ortada bir etik
problem var. Bu etik problemden fay-
dalanan azınlık olan güç sahipleri ve
bu problem karşısında ses çıkarama-
yan sessiz bir çoğunluk bulunuyor.
Tıpkı herhangi bir şirkette yaşanan
etik dışı bir durum ile karşılaşanlar
gibi… Çoğu zaman korkudan ses çı-
karamayanlar aslında bu sorunların
daha da büyümesine yardımcı oluyor.
Güçlerini etik dışı ve kötü kullanan-
ların aslında en çok güvendikleri bu
korku ve sessizlik. Yarattıkları korku
imparatorluğuna güveniyorlar. Böyle-
ce bu çürük sistemin devam etmesini
sağlayabiliyorlar. Çözüm ise sorunlar-
la yüzleşmekten, sessizlik ve pasifliği
kırmaktan geçiyor. Hatta bazı durum-
larda etik dışı davranışı bilip de ifşa
etmeyenlerin kısmen eylemden de
sorumlu olacağını unutmamak ge-
rekiyor. Yaşananları, beyaz perdenin
arkasından olup bitenleri açığa çıkar-
manın başka bir yolu yok… 4
11