GÜ N D E M
6
bir araştırmacı gazeteci oldu. Bethany
McLean’ın Fortune dergisinde yazdığı “Is
Enron Overpriced?” yazısından dokuz ay
sonra 40 ülkedeki 20 binin üzerinde Enron
çalışanı artık işsizdi.
Defter kayıtlarındaki suiistimalin de bir tür
saadet zinciri olduğunu düşünüyorum. Var
olmayan hayali kârlar üzerine kurulmuş bir
bina, kaynaklar tükenir tükenmez kâğıttan
kale gibi yıkılıveriyor.
Peki Enron vakası bizlere neyi öğretti?
Tüm dünyadan birçok örnekte, kuvvetli şir-
ketlerin devlet tarafından da desteklendiği-
ni, kanun yapıcı veya düzenleyici kurumla-
rın gözlerine çarpmayacak kadar yüksekten
uçabildiklerini gördük. Oysa yasalar karşı-
sında imtiyaz sahibi olan şirketler eninde
sonunda şişirdikleri, şişirmelerine göz yu-
mulan gelirleri ve bunun sonucunda gelen
suni güçlerini kaybediyorlar.
Bu durumda, şirket batamayacak kadar
büyükse kamulaştırılıyor ve bir verimsiz-
lik kamburu haline geliyor veya büyük bir
gümbürtüyle çöktüğünde milyonları etki-
leyen bir enkaz ortaya çıkıyor. Bunun ol-
maması, sorumlu, hesap verebilir ve şeffaf
şirketler kurmak ve bu şirketlerin yasalar
karşısında eşit olduğu bir ekonomik düzen
inşa etmekten geçiyor.
Bir şirket için itibar ve prestij veya tanın-
mışlığın aynı şey olmadığını, prestijli olma-
nın güvenilir olmak anlamına gelmeyebi-
leceğini aklımızın bir köşesinde tutmamız
gerek. Bir şirket çok kısa sürede normalin
üstünde büyüyorsa emin olun gelecek için
sinyal veriyordur. Bu, ya adil olmayan bir
rekabet üstünlüğünün eseridir ya da suni
bir büyümedir. Suni büyüme ise ardındaki
dinamikler ortadan kalktığında ayakta ka-
lamaz ve tüm şirketi çökertir.
Aradan 16 sene geçtikten sonra “Neden
hâlâ Enron?” diye sorabilirsiniz kendinize.
Belki de dünyanın gördüğü en büyük mali
kayıt suiistimalinin mimarı eski CEO Skil-
ling 2017 Ekim ayında topluma karşı tüm
borçlarını ödemiş olarak yeniden aramıza
katılacak ve muhtemelen yazdığı kitap ve
film hakları ile birkaç milyon doları daha
cebe indirecek.
Bir olayı kendi dinamikleri ile değerlendi-
ren yazılar yazıyoruz; okuyoruz. Bu yazıyı
2002 yılında yazmış olabilirdim. Hatta emi-
nim 2002 yılında bu içerikli binlerce yazı
yazılmıştır.
Ben ise bu yazıyı kendime bugün, “ENRON
BİZE NE ÖĞRETTİ?” sorusunu sormak için
yazdım.
ARTHUR
ANDERSEN’IN
DENETÇILERININ
ÖNÜNDE
OYNANAN OYUNU
ORTAYA ÇIKARTAN
ARAŞTIRMACI
GAZETECI BETHANY
MCLEAN’IN
FORTUNE
DERGISINDE
YAZDIĞI “IS ENRON
OVERPRICED?”
YAZISI OLDU.
HÂLÂ AYNI BALONLARI ŞİŞİRİYORUZ
Peki ne öğrenmişiz? 2008 küresel kri-
zi, Lehman Brothers’ın çöküşü, Bernie
Maddoff ve ardından Allen Stanford’un top-
lam 60 milyar dolarlık saadet zinciri, Wells
Fargo, Volkswagen krizleri, Google cezası
gösterdi ki öğrendiklerimiz öğrenebilecek-
lerimizin yanında hâlâ çok kısıtlı.
Peki gelecekte çarpmamız muhtemel buz-
dağı bunlar gibi kurumsal skandallar mı-
dır?
Pek sanmıyorum… 2008 senesinde bir ya-
tırım bankası (Lehman Brothers) ve bir
sigorta şirketinde (AIG) yaşanan kriz tüm
dünyayı dibi görünmeyen bir uçurumun di-
bine getirdi.
Peki ya bir G8 ülkesi veya geçmişte, İzlan-
da örneğinde göz kırptığı gibi bir Avrupa
Birliği ülkesi batarsa ne olacak? İspanya,
Portekiz, Fransa, İtalya gibi büyük oyuncu-
lar, hatta Amerika batarsa nasıl bir dünyaya
uyanacağız?
DotCom krizi veya Mortgage krizinin or-
tak yönleri nedir diye düşündünüz mü hiç?
Doğru regüle edilmemiş piyasalarda ticaret
yapan, etik dışı davranmaya çok uygun ya-
tırımcılarının ötesinde, ikisi de bir “balon
kriziydi”. Aslında borç olan ancak gerçek-
leşmiş gibi gösterilen suni gelirlerle şişiril-
miş bu balonlar patladı.
Unutmayalım ki 2008 krizini de benzer bir
balonla geride bıraktık ve o balonu şişirme-