olduğunu kanıtlayamadığını ve şirketin SFO tarafından cezai soruşturma altında olduğunu öğrendiği aşamada, cezai takibatların makul öngörü içinde olmadığına karar verdi. Dava gizlilik imtiyazının, öngörülen davadan en iyi nasıl kaçınılacağı hakkında yasal danışmanlık almak için oluşturulan belgeleri değil, sadece veya baskın olarak davayı yürütmek amacıyla hazırlanmış belgeleri koruyacağına hükmetti. Bu itibarla, özel olarak yasal danışmanlık sağlamak amacıyla hazırlandığı için sadece üçüncü kategorideki belgeler gizlilik imtiyazına sahip oldu:“ Gizlilik, sadece Mart 2013’ te, bu slayt sunumunun yapıldığı toplantıda( toplantılarda) müvekkiline söyledikleriyle
BREXIT SONRASINDA, CEZA ADALETI VE GÜVENLIK KONULARINDA AVRUPA BIRLIĞI ÜLKELERIYLE IŞBIRLIĞI YAPMAK, İNGILTERE’ NIN ÇIKARINA OLACAKTIR. ANCAK BU TÜR BIR IŞBIRLIĞI IÇIN VAR OLAN MEKANIZMALAR VE YAPILAR MUHTEMELEN AZALACAK. AVRUPA BIRLIĞI’ NIN DIŞINDA TEK ÇARE OLARAK INTERPOL VE GELENEKSEL KARŞILIKLI HUKUKI YARDIMLAŞMA MEKANIZMALARI KALIYOR. ve o olayda söylediklerinin kaydıyla sınırlıdır. Bu nedenle ENRC’ nin kategori üç belgeleri için gizlilik talebini geçerli buluyorum.” ENRC temyiz için izin istedi ancak Yüksek Mahkeme izin vermedi. Şayet yürürlükte kalırsa bu karar, büyük olasılıkla şirketleri, gizlilik koruması garanti edilmediği takdirde, en başında kurum içi soruşturmalar gerçekleştirmekten vazgeçirecek. Bir şirketin, soruşturma başladıktan sonra bir kovuşturmanın( bir ihtimal olmaktan ziyade) çok muhtemel olduğunu fark ettiğini nasıl kanıtlayabileceğini ve böylece, kendini daha fazla suçlu çıkarmadan nasıl gizlilik talep edeceğini anlamak zor. Avukatların, soruşturmalarına dahil olmasını istemiyor gibi görünen ve Ceza Adaleti Yasası’ nın 2. bölümü hakkında geçenlerde bir kılavuz yayınlayan SFO, görüşmelerini avukatların katılımını etkin bir şekilde engelleyerek yapıyor. İşimize sadık kalarak ve müvekkillerimize danışmanlık vererek sadece işleri karıştırıyoruz. Bir şirketin, kanuna aykırı kurumsal uygulamaları kendi kendine rapor etmesi genellikle iç soruşturmaların ardından gerçekleşiyor ve aynı sonuçlar, hazırladıkları DPA’ larında SFO’ ya son derece yardımcı oluyor. SFO, hem karnını doyurup hem de pastasını koruyamaz: Gizliliğe yapılan bu saldırı, eskiden sağlanan garantilerden yoksun olan şirketlerin daha az işbirliği yapmasına neden olacaktır.
ULUSLARARASI 7 Mart 2017’ de yaptığı konuşmada Ben Morgan şöyle dedi:“ Kanunların uygulanması konusunda daha yakın ve daha iyi bir uluslararası işbirliği için çok güçlü ve çift taraflı bir eğilim var.” Aslında, yolsuzluk sınırların ötesine geçtiği için yolsuzlukla mücadele çalışmalarının da aynısını yapması gerekiyor.
SFO da başka yetki bölgelerindeki icra kurumlarıyla çeşitli ortak soruşturmalar gerçekleştiriyor.
Brexit Brexit sonrasında, ceza adaleti ve güvenlik konularında Avrupa Birliği ülkeleriyle işbirliği yapmak, İngiltere’ nin çıkarına olacaktır. Ancak bu tür bir işbirliği için var olan mekanizmalar ve yapılar muhtemelen azalacak. Avrupa Birliği’ nin dışında(“ karşılıklı tanıma” nın, Avrupa Tutuklama Emri programının ve Avrupa Soruşturma Emri( EIO) tarafından getirilen ve yakında uygulamaya girecek olan Karşılıklı Hukuki Yardımlaşma( MLA) rejiminin yokluğunda), tek çare olarak Interpol ve geleneksel karşılıklı hukuki yardımlaşma mekanizmaları kalıyor. Ancak bunlar, taleplerin yerine getirilmesi için AB yasasının zorunlu kıldığı süre sınırlamalarının avantajına sahip değiller. Ayrıca taleplerin reddedilmesi için daha fazla imkan bulunuyor. Üye devletler arasındaki ceza adaleti işbirliği ayrıca, bu alanda aktif olan özel AB kuruluşları ve ceza adaleti işbirliğini desteklemek amacıyla AB kurumlarınca oluşturulan gelişkin bilgi paylaşım altyapısı tarafından da gerçekleştiriliyor. İngiltere’ nin mevcut araçlara, kuruluşlara ve düzenlemelere sürekli katılımı, hükümetin AB ile bu yönde özel bir anlaşma yapmasına bağlı olacak. Hükümetin politikalarıyla tutarlı bir anlaşma için müzakere etmenin zorluğu bir yana, İngiltere’ nin, katılımını şu ankinden büyük ölçüde farklı kılmayacak şartları nasıl müzakere edeceğini anlamak da zor. Özellikle, şu anda uygulanmakta olan düzenlemelerin aynısını elde etmenin mümkün olmayacağı aşikârken, hükümetin, mevcut adaletin ve güvenlik düzenlemelerinin gücünü nasıl koruyacağını bilemiyoruz. Bugün var olan sınırlı sayıdaki örnek, üçüncü ülke işbirliği anlaşmalarının, müzakeresi zor anlaşmalar olduğunu ve kaçınılmaz olarak üçüncü ülke için tam katılımdan daha az bir katılım şekliyle neticelendiğini gösteriyor. Anlaşmanın yorumlanmasıyla ilgili uyuşmazlıkları çözmek ve uygulanışı hakkında İngiliz mahkemeleri ile AB Adalet Divanı arasında çatışan hukuki yorumlar olmasını önlemek için bir mekanizmanın geliştirilmesi gerekecek. Ayrıca, İngiltere’ nin, anlaşma değişiklikleriyle ilgili kararlara katılımcı olması için de bir mekanizma olması gerekiyor, aksi takdirde İngiltere, karar sürecinde yer almadığı değişiklikleri kabul etmeye veya AB üye devletlerinin kendi aralarında uyguladıklarından farklı bir iki-kademeli program uygulamaya mecbur kalacak.
37