INmagazine Sayı: 1 (Ocak - Şubat - Mart) | Page 8

BAŞKAN İLE SÖYLEŞİ şirketlerin bu kararlarından dolayı değer kaybettiği yargısı da doğru değildir. Yapılan araştırmalardan örnek veriler alacak olursak… Amerikan Menkul Kıymetler Borsası Dow Jones’ta işlem gören ve etik yönetimi uygulayan, etik koda sahip olan ve yatırımcı tarafından etik olarak bilinen şirketlerin değerleri aynı sektördeki, eş büyüklükteki ancak etik yönetimi olmayan şirketlerin ortalama 5 puan üstünde çıkmıştır. Bu araştırma çalışması örnek 30 şirketin 30 senelik performansının ölçümü ile yapılmış bir çalışmadır. Bildiğiniz gibi Etisphere kuruluşu, her yıl dünyanın en etik şirketleri listesi yayınlıyor. 2005-2010 yılları arasında bu listede (WME) yer alan şirketlerin Standard & Poor’s 500 listesinde yer alan rakipleri ile karşılaştırıldıklarında, istisnasız her sene, rakiplerinden %50 daha fazla kâr açıkladığını görebilirsiniz. Dolayısıyla etik olmayı, şirketleri zarar ettiren değil, kârlarını ve değerlerini artıran bir faktör olarak görmek çok daha doğru olur. 6 Bu veriler iş etiğinin başarıya etkisini ortaya koyuyor ancak Türkiye gerçeği bu verilerle tam uyumlu mudur? Ekonomimizin %90’ının aile şirketleri ve KOBİ’lerden oluştuğunu hatırlayalım. Bu kazanç dev şirketler için olduğu kadar KOBİ’ler için de geçerli midir? Bu soruya doğru cevap verebilmek için benzer bir araştırmanın verilerine başvurmak çok daha sağlıklı olacaktır ancak böyle bir veri henüz elimizde yok. Bununla birlikte, sorunuzun cevabı, şirketin hacminden ziyade iş yapma kültüründe ve hangi ligin oyuncusu olmayı hedeflediklerinde gizlidir. Global şirketlerle iş yapmak, modern dünya pazarlarında var olmak, ölçülebilir risklerle çalışmak ve bu riskleri yönetebilmek, ticari varlığını nesiller boyu sürdürmek arzusundaki şirketler global değerlere uyum göstermek zorundadır. Başarının tanımı kısa vadede hayatta kalabilmekte olduğu kadar uzun vadede, tekrarlanabilir ve tutarlı büyümede de yansıma bulur. İş etiği dendiğinde aklımıza öncelikle şirketin sorumlulukları geliyor. Bu da etik şirketin maliyetlerinin yükseleceği çağrışımını yapıyor. Oysa etik risklerin etkin yönetimi, yolsuzluk, suistimal, şirket kaynaklarının sorumlu kullanımı, itibar yönetimi, çıkar çatışmalarının önlenmesi gibi alanları içe- “BIR ŞIRKETIN SOSYOEKONOMIK ÖNEMI, YILSONUNDA AÇIKLADIĞI FINANSAL VERILERININ ÇOK ÖTESINDEDIR. O BAKIMDAN ETIK YÖNETIMINI KÂRLILIĞA INDIRGEMEMEK GEREKTIĞINE INANIYORUZ. BUNUNLA BIRLIKTE, ETIK ŞIRKETLERIN BU KARARLARINDAN DOLAYI DEĞER KAYBETTIĞI YARGISI DA DOĞRU DEĞILDIR” rir. Yani iş etiği bir şirketin sorumluluklarını hatırlattığı kadar haklarını koruduğu bütüncül bir risk yönetimi biçimidir. Etik ve itibarı birlikte anan, bu iki kavramı isminde birleştiren Türkiye’deki tek kurumsunuz. Etik ve itibar arasındaki bağı nasıl kuruyorsunuz? İş etiğinin bütüncül bir risk yönetimine işaret ettiğini söylemiştik. Yönetmek ancak ölçmek, değerlendirmek, raporlamak, iç ve dış paydaşlarla bir ortak kültür paydası haline getirmek, raporlamak ve iletişimini yapmak anlamına gelir. Bu iletişim sizin ne sattığınızla değil kimliğinizle ilgilidir ve paydaşlarınız kimlik üzerinden yaptığınız bu iletişime derhal cevap verirler. Bu cevap 21. yüzyılın en önemli şirket varlığı GÜVEN’dir. Güven ise itibar getirir. Yani etik ile başlayan yolculuk itibar ile sonuçlanır. İtibarın şirket verimliliğine etkisini ortaya koyan bir araştırmanın sonuçlarını paylaşmak durumu daha açık hale getirebilir. Araştırmanın, müşteri ile ilişkiler konusund