l Maaşları aynı olursa itibarlı bir firmada
çalışmayı tercih edeceğini söyleyenlerin
oranı %81.
l Maaşı %25 daha az olsa da itibarlı bir firmada çalışmayı tercih edeceğini söyleyenlerin oranı %51,7.
Etik olan şirket, olmayanın karşısında belirli bir alanda güçsüz görünse de itibardan
çalışan sadakatine kadar birçok alanda elde
edeceği avantaj şirketi sadece kârlı değil,
uzun ömürlü ve sürdürülebilir bir gelişme
içinde olma yönünde geliştirir.
Etiğin ve itibarın kavramsal soyutluğu, sınırlarının çizilmesini zorlaştırmıyor mu?
Siz bu sınırları nasıl belirliyorsunuz?
Bu sorunuza cevap vermeden önce ahlak ve
etik arasındaki farktan bahsetmek faydalı
olacak. Her iki kavram da doğru davranışa
referans vermekle birlikte, ahlaklı davranışın öznesi birey, etik davranışın öznesi ise
sosyal bireydir. TEİD’deki çalışmalarımızın
odağında iş etiği olması bizi ahlak felsefesinin soyut çalışma alanından çıkartıp normatif ve uygulamalı etiğin somut alanına
doğru yaklaştırıyor.
İş etiğini “ahlaklı bireylerin iş yapış biçimi”
olarak tanımlamayı doğru bulmuyoruz. İş
etiği bir şirketin tüm fonksiyonlarında olduğu gibi verilere dayalı bilimsel yöntem-
“TEİD’DEKI
ÇALIŞMALARIMIZIN
ODAĞINDA IŞ
ETIĞI OLMASI,
BIZI AHLAK
FELSEFESININ
SOYUT ÇALIŞMA
ALANINDAN
ÇIKARTIP
NORMATIF VE
UYGULAMALI
ETIĞIN SOMUT
ALANINA DOĞRU
YAKLAŞTIRIYOR”
lerle idare edilmesi gereken, raporlanan,
sürekli bir gelişim içinde olan, şirketin yazılı kültürünün temel taşı haline gelmiş bir
iş idaresi sistemidir.
İtibar ise kurumsal risk yönetimi sistematiğinin önemli unsurlarından biri haline
gelmiş, ölçülebilen, şirket değerini doğrudan etkileyen bir kavram. İtibarı beklentiler şekillendiriyor. İletişim araçlarındaki
gelişme, sosyal bilincin özellikle etkin kaynak kullanımı yönünde güçlenmesi, sadece
müşterilerinizin değil, çalışanlarınızın da
şirketinizden beklentilerini değiştiriyor.
Bu beklentilere ne kadar karşılık verdiğiniz, verdiğiniz karşılığın iletişimini nasıl
yaptığınız, şirketinizi yönetirken şeffaflık,
hesap verebilirlik, sorumluluk gibi ilkelere
ne kadar uyduğunuz ve bunların toplum tarafından nasıl algılandığı şirket itibarınızın
bileşenleri haline geldi.
İtibar, bir şirketin fiyatlandırma politikalarından müşteri sadakatine, kalifiye ve
tecrübeli personele erişmekten çalışan sadakatine birçok alanda şirket verimini doğrudan etkileyen bir unsurdur. Dolayısı ile
sonuçları ölçülebilen bir şirket değeridir.
Bu yüzden iş etiği ve bunun çıktısı olan itibar, günümüzde, özellikle ölçülebilir değerler haline gelmelerinden ötürü, soyut kavramlar olmaktan uzaklaşmıştır. 4
“TICE’ı, Uyum Risklerini Yönetmek ve Yolsuzlukla Mücadele Etmek için Yarattık”
Dünyanın en büyük 17. ekonomisi ve ekonomik potansiyeliyle Türkiye, kendi bölgesinde önemli ticaret merkezlerinden biri olarak görülüyor. Böyle bir etkiye sahip olan
ülkemizde iş dünyasının yolsuzlukla ilgili sorunları yaşamaması için yolsuzlukla mücadele, etik ve uyum yönetimi, bütünlük, hesap verilebilirlik ve şeffaflık konularında
farkındalık düzeyini artırması gerekiyor.
Yolsuzlukla mücadelenin ve etik iş yapma kültürünün etkin olabilmesi için özel sektörün de etkin bir rol alması
kaçınılmaz. Bu bağlamda etkin bir yolsuzlukla mücadele
stratejisinin oluşturulması için ülke pazarının risklerinin,
yerel iş yapma zihniyetinin, devlet yapısının, ekonomik
ve siyasi ortamın bütünlüğünün iyi anlaşılmasına ihtiyaç
var. Bunun gerçekleşmesi için bütüncül bir yaklaşım, iyi
eğitilmiş profesyoneller, veriler ve sürdürülebilir sonuçlar
için karşılaştırmalı değerlendirmeler gerekiyor. Üstelik
ekonominin lokomotif sektörlerinin üzerinde yolsuzluğun
sosyo-ekonomik etkilerine ilişkin araştırmalar da ne yazık
ki yetersiz kalıyor.
TICE (Turkish Integrity Center of Excellence) bahsedilen sorunlarla mücadele konusunda sürdürülebilir
bir ilerleme sağlayabilmek için TEİD (Etik ve İtibar Derneği) tarafından yaratıldı. Bu çerçevede TICE etik ve
uyum risklerini yönetmeyi ve özel sektörde yolsuzlukla
mücadele edebilmek için gereken çalışmaları yapmayı
hedefliyor.
TICE Platformu ile etkin bir biçimde bütünlük risklerini
yönetmek, özel sektördeki yolsuzlukla mücadele etmek
için gereken çalışmaları yaparken, sürdürülebilir uluslararası standartlara da ulaşılmaya çalışılacak.
Ayrıca TICE’ın çalışmalarıyla, etik standartlara sahip
ama ne yazık ki bu kuralları kurum kültürü içerisinde
iyi bir etik ve uyum programı ile uygulamakta yetersiz
kalan şirketlere de yol göstermeyi amaçlıyoruz. Bu
amaçla TICE’ın, Türkiye’de özel sektörde etik ve uyum
programlarının etkinliğini güçlendirmek, etik ve uyum
yöneticilerini eğitmek için kapsamlı çalışmalar gerçekleştirmesini planlıyoruz.
7