BAŞKAN İLE SÖYLEŞİ
şirketlerin bu kararlarından dolayı değer kaybettiği yargısı da doğru değildir.
Yapılan araştırmalardan örnek veriler alacak olursak… Amerikan Menkul Kıymetler Borsası Dow Jones’ta işlem gören ve
etik yönetimi uygulayan, etik koda sahip
olan ve yatırımcı tarafından etik olarak bilinen şirketlerin değerleri aynı sektördeki,
eş büyüklükteki ancak etik yönetimi olmayan şirketlerin ortalama 5 puan üstünde
çıkmıştır. Bu araştırma çalışması örnek 30
şirketin 30 senelik performansının ölçümü
ile yapılmış bir çalışmadır.
Bildiğiniz gibi Etisphere kuruluşu, her yıl
dünyanın en etik şirketleri listesi yayınlıyor. 2005-2010 yılları arasında bu listede (WME) yer alan şirketlerin Standard &
Poor’s 500 listesinde yer alan rakipleri ile
karşılaştırıldıklarında, istisnasız her sene,
rakiplerinden %50 daha fazla kâr açıkladığını görebilirsiniz. Dolayısıyla etik olmayı,
şirketleri zarar ettiren değil, kârlarını ve
değerlerini artıran bir faktör olarak görmek
çok daha doğru olur.
6
Bu veriler iş etiğinin başarıya etkisini
ortaya koyuyor ancak Türkiye gerçeği
bu verilerle tam uyumlu mudur? Ekonomimizin %90’ının aile şirketleri ve KOBİ’lerden oluştuğunu hatırlayalım. Bu
kazanç dev şirketler için olduğu kadar
KOBİ’ler için de geçerli midir?
Bu soruya doğru cevap verebilmek için benzer bir araştırmanın verilerine başvurmak
çok daha sağlıklı olacaktır ancak böyle bir
veri henüz elimizde yok. Bununla birlikte, sorunuzun cevabı, şirketin hacminden
ziyade iş yapma kültüründe ve hangi ligin
oyuncusu olmayı hedeflediklerinde gizlidir.
Global şirketlerle iş yapmak, modern dünya pazarlarında var olmak, ölçülebilir risklerle çalışmak ve bu riskleri yönetebilmek,
ticari varlığını nesiller boyu sürdürmek
arzusundaki şirketler global değerlere
uyum göstermek zorundadır. Başarının
tanımı kısa vadede hayatta kalabilmekte
olduğu kadar uzun vadede, tekrarlanabilir ve tutarlı büyümede de yansıma bulur.
İş etiği dendiğinde aklımıza öncelikle şirketin sorumlulukları geliyor. Bu da etik şirketin maliyetlerinin yükseleceği çağrışımını
yapıyor. Oysa etik risklerin etkin yönetimi,
yolsuzluk, suistimal, şirket kaynaklarının
sorumlu kullanımı, itibar yönetimi, çıkar
çatışmalarının önlenmesi gibi alanları içe-
“BIR ŞIRKETIN
SOSYOEKONOMIK
ÖNEMI,
YILSONUNDA
AÇIKLADIĞI
FINANSAL
VERILERININ ÇOK
ÖTESINDEDIR.
O BAKIMDAN
ETIK YÖNETIMINI
KÂRLILIĞA
INDIRGEMEMEK
GEREKTIĞINE
INANIYORUZ.
BUNUNLA
BIRLIKTE, ETIK
ŞIRKETLERIN BU
KARARLARINDAN
DOLAYI DEĞER
KAYBETTIĞI
YARGISI DA
DOĞRU DEĞILDIR”
rir. Yani iş etiği bir şirketin sorumluluklarını hatırlattığı kadar haklarını koruduğu
bütüncül bir risk yönetimi biçimidir.
Etik ve itibarı birlikte anan, bu iki kavramı isminde birleştiren Türkiye’deki
tek kurumsunuz. Etik ve itibar arasındaki bağı nasıl kuruyorsunuz?
İş etiğinin bütüncül bir risk yönetimine
işaret ettiğini söylemiştik. Yönetmek ancak ölçmek, değerlendirmek, raporlamak,
iç ve dış paydaşlarla bir ortak kültür paydası haline getirmek, raporlamak ve iletişimini yapmak anlamına gelir. Bu iletişim
sizin ne sattığınızla değil kimliğinizle ilgilidir ve paydaşlarınız kimlik üzerinden
yaptığınız bu iletişime derhal cevap verirler. Bu cevap 21. yüzyılın en önemli şirket
varlığı GÜVEN’dir. Güven ise itibar getirir.
Yani etik ile başlayan yolculuk itibar ile
sonuçlanır. İtibarın şirket verimliliğine etkisini ortaya koyan bir araştırmanın sonuçlarını paylaşmak durumu daha açık hale
getirebilir.
Araştırmanın, müşteri ile ilişkiler konusund