R A P O RL A M A
GELECEĞE DÖNÜŞ VE MILAT
Finansal Raporlama ile Sürdürülebilirlik raporlamalarının entegre edilmesi çalışmaları görece yeni bir çalışma
alanı. GRI’ın da başkanlığını yapan Mervyn King’in liderliğini üstlendiği bu girişim, global ekonomik kriz sonrasında yola koyuldu. King, kendisiyle yapılan bir röportajda,
entegre raporlamanın esin kaynağı olarak, çevresel duyarlılığıyla tanınan Galler Prensi Charles’in 2009 yılında
düzenlenen bir toplantıdaki sorusunu gösteriyor: “Faaliyet raporlarında, kurumların çevre konusunda yaptıklarını görmüyorum”. St. James Sarayı’nda Prens Charles’ın
çağrısıyla bir araya gelen Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (International Accounting Standarts
Board), BM Çevre Programı (UNEP), Uluslararası Denetmen ve Sigortacılar Kurumu (International Auditing
and Assurance Board), Dünya Borsaları Federasyonu,
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (The
World Business Council for Sustainable Development
- WBCSD) gibi önemli organizasyonlar Entegre raporlamanın temellerini atmış oldu.
King’in başkanlığını yaptığı Uluslararası Maliyeciler
Federasyonu’nun (IFAC) başını çektiği bir dizi toplantı
sonrası kurulan Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi
IIRC’in (International Integretad Reporting Council)
52
entegre raporlama rehberinin yayınlaması ise 2013 yılında gerçekleşti.
Bu noktada altını çizerek belirtmek gerekiyor ki, Entegre
Raporlama, basitçe Yıllık Finansal Faaliyet Raporları ve
Sürdürülebilirlik Raporu’nun bir araya getirilmesi, aynı
format içine sıkıştırılmasından çok daha öte bir çalışma.
Dünyada daha sadece bir avuç kurumsal şirketin kalkıştığı Entegre Raporlama için çevresel ve sosyal etkilerinizi
yani tüm dışsallıklarınızı çok iyi bir şekilde, mali kalemler
halinde sayısallaştırabilmeniz gerekiyor. Bu sayısallaştırmalar sonucunda, aslında şirketin gerçek değeri ortaya
çıkıyor. Entegre Raporun amacı, şirketin sürdürülebilirlikle ilgili sonuç, hedef ve beklentilerini finansal verilerle
bağlantılandırarak kurumun kısa, orta ve uzun vadedeki
gelecek değerinin ortaya koyulması olarak tanımlanabilir
aslında. Bunun için de, kurumların sürdürülebilirlik performans göstergelerinin (KPI) şirketin en üst seviyesinde
takip edilip yönetilmesi gerekiyor. Sonuç olarak Entegre
Raporlama, Entegre Bir Yönetim anlayışı gerektiriyor.
Evet, zor ama gerçekleştirildiğinde kurumsal şirketlerin,
iş dünyasının tarih öncesini kapatacak. Bu anlamda milat
olacak bir süreçten, gelişmeden bahsediyoruz. İyi yönetişim ve kurumsal etikle harmanlanacak bu süreç, uzun
vadede iş insanlarını tam ortadan ikiye bölecek: Bugünün
dünyasında mı yoksa tarih öncesinde mi iş yapacağımıza
karar vermenin tam zamanı. Entegre Raporlama, bu yeni
dünyaya geçişte, 21. yüzyılın en temel araçlarından biri
olacak, hiç kuşkunuz olmasın… 4
“Şirketler, İçinde Bulunduğu
Toplumun Bir Parçasıdır”
Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi IIRC’in Başkanı Mervyn King, hemen her yıl Türkiye’ye geliyor ve
raporlamanın geleceği üzerine konuşmalar yapıyor. Finansal Raporlamanın ne yazık ki bugüne kadar “dikiz
aynasından bakan bir vizyon” ortaya koyduğunu söyleyen King, Entegre Raporlama’nın geleceğe bakarak bu
makus tarihi değiştirebileceğini ısrarla vurguluyor.
“Denetlenebilir olmak için iletişim halinde ve anlaşılır olmalısınız. Eğer iletişim konunuz anlaşılır değilse, denetlenebilir ve şeffaf değilsiniz demektir. Tüm dünya ve lider
kurumların yöneticileri artık bunun geleceğin düşünce,
yönetim ve raporlama biçimi olduğu konusunda hemfikir.
Dünün şirketi sanki başka hiçbir şeyi dikkate almak zorunluluğu yokmuşçasına sadece hissedar değerlerini yükseltmeyi düşünüyordu. Geçen yüzyılda şirketler birer kale
gibiydi. Bu şirketler için gerekli sermayeyi zengin aileler
sağlıyordu. Tek odak noktası kâr hanesiydi. Bu kârı elde
etmek için dünyadaki doğal kaynakları kullandıklarını ve
içinde iş yaptıkları topluluklar üzerinde etkileri olduğunu
göz ardı ediyorlardı. Hâlbuki bir şirket, içinde bulunduğu
toplumun bir parçasıdır, toplumdan ayrı değildir.
Gene de 1930’lardaki Büyük Buhran’dan bu yana
ağırlıklı olarak sadece finansal raporlama yapılıyor. Bir
muhasebeci olarak bir bilanço hazırladığınızda, bunun
şirketin o andaki durumunun bir fotoğrafı olduğunu bilirsiniz. Finansal raporlar ve faaliyet raporları böyle hazırlanırdı ve bir tür, dikiz aynasından bakan bir vizyon
sunar. Rapor sadece bir analist tarafından okunacakmış
gibi hazırlanır. 100 yıldır finansal raporlar hazırlanıyor
ancak hâlâ Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu
(IASB) ve Finansal (Mali) Muhasebe Standartları Kurumu (FASB), bu raporların standartlarının bir noktada birleşmesi konusunu konuşuyor ve hâlâ finansal raporlarla
ilgili bir standardımız yok.”