sal refahın ve yok ettiğimiz doğayı yeniden
onarmanın anahtarı olarak tanımlanan
rüşvet ve yolsuzlukla mücadele B-20’de
tartışılırken arka planda; Gezi’nin gaza boğulması, Çarşı’nın bir terör örgütü olarak
yargılanması, Soma’da yaşamını yitiren
301 madenci ile birlikte Ermenek’te yeraltı
sularına terk edilen 18 madenci, Yırcalı’da
acımasızca katledilen 6 bin zeytin ağacı sorgulanmayacak mı? Kamu ihale kanununun
164 kez (şimdilik!) değişmiş olması, ifade
özgürlüğünün simgesi olan internet ortamını kişiler bazında kontrol altına alma
girişimleri, bu toplantıya ülkemizi temsilen
katılacak olanların karşısına soru olarak
çıkmayacak mı?
Biraz geriye gidecek olursak;
1999 yılında Seattle’da birbirini tanımayan,
daha önce bir araya hiç gelmemiş onbinlerce insan sokaklara döküldü… Çünkü on
yıllardır Dünya Ticaret Örgütü, az gelişmiş
ülkeler karşısındaki adaletsiz ve hakkaniyetsiz uygulamalarını Seattle’da görüşüyorlardı.
Bugün her bir dakikada bir çocuk/bebek
ölümüne tanık oluyorsak; iki milyara yakın
insanın içilebilir nitelikte suya erişimi yoksa, yoksulluk nedeniyle onbinler evini, yurdunu ailesini terk edip göç etmek zorunda
kalıyorlarsa, 1999 yılında Seattle’da sokaklara dökülen her yaştan ve milliyetten insanın neler söylediklerine göz atmak gerek.
Ve sonraki yıllarda; G-8 toplantıları, IMF
toplantıları ya da adı ne olursa olsun dünya
liderlerinin toplantılarında sokaklar bu nedenle karıştı. Çünkü liderler, adalet ve hakkaniyet arayışlarına cevap verebilecek bir
gündemi hep sümen altı ettiler.
2008 Küresel Finans Krizi ile sokakların ne
denli haklı olduğu ortaya çıktı. Ama hâlâ bir
şey değişmedi! Tek gündem “ne pahasına
olursa olsun büyümek” olarak kaldı!
Aslında, hepimiz yeni bir yüzyılın ilk çeyreğine yaklaşırken, adaletsiz kalkınmanın ve
büyümenin baş sorumlusu olarak görüyoruz
rüşvet, yolsuzluk ve sahtekarlık süreçlerini.
Ve işte bu Türkiye’nin çağdaş dünyaya ait
olduğunu belgeleyebilecek ve hakkındaki
tüm önyargıları yıkabilecek en önemli fırsat. Bugün ile B-20 toplantısı arasındaki
zaman dilimi içinde, hukuk düzeni içinde
atılacak somut adımlar ve bunların takip
edildiği süreçler ile tüm zamanların “en iyi
uygulamalarını” örnek olarak ortaya koyabileceği bir şans… Sanki gümüş bir tepsi
1999 YILINDA
SEATTLE’DA
BIRBIRINI
TANIMAYAN, DAHA
ÖNCE BIR ARAYA
HIÇ GELMEMIŞ
ONBINLERCE INSAN
SOKAKLARA
DÖKÜLDÜ.
MESAJLAR
NETTI: “SISTEM
PARÇALANDI,
DOLAYISIYLA
BIZ DE.”
29
içinde sunulmuş B-20 toplantısının ev sahipliğini taçlandıracak, arayıp da bulamadığımız bir gündem!
Gerçekleri saklamadan…
Olan biteni halının altına süpürmeden…
Evrensel hukukun temel dayanaklarını süreç haritası ile zenginleştirerek…
Rüşvet ve yolsuzlukla mücadelenin ekonomik, sosyal ve çevresel büyümenin temel
göstergesi haline dönüştürmenin ana performans göstergesi olarak katılımcıların
önüne konulabilmesinin arkasında kim
durmaz ki?
Bir bayram temizliği havasında, tüm kurumların rüşvet ve yolsuzluk karşısında
“dik duruşları” bile sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın önünü görmesini sağlayabilecek iyi bir başlangıç noktasıdır. 4
(1) Driving for impact takes precedence over breadth of
discussion http://media.rspp.ru/document/1/7/3/73
e19382a7646169ad42f6aa4ad61ddb.pdf- slide 13
(2) Etik, Ahlak ve Adalet kavramlarını inceleyen
filozoflar
https://prezi.com/zaooznsgic6g/etik-ahlak-adaletkavramlarn-inceleyen-filozoflar/