INmagazine 37. Sayı INmagazine Sayı 37 | Page 23

laşık 3 milyon yıl yaşında oldukları, günümüz mobilite çözümlerinin çıkış noktası olan tekerleğin ortalama M. Ö.
İnsan, yalnızca bir " alfa " ya da " beta " olmaktan öte, varlığını
ve hukuk kavramları bulunmamaktadır. Öncelikleri, ilişkileri ve statüleri büyük ölçüde fiziksel özellikler ve bu
4000’ li yıllara ait olduğu, ilk motorlu aracın ise 17. yüzyılın sonlarında icat edildiği düşünülürse gelişimin hızı ko-
anlamlandıran, sosyal bağlarını kendi iradesiyle kuran ve
özelliklerin getirisi olan gösteriş, güç, avlanma yetenekleri gibi değişkenler belirlemektedir. İnsanı ise yalnızca fi-
nusunda daha net bir fikir sahibi olunabilir. Ancak bu gelişim ve değişimin 1700’ lü yıllarda başlayarak özellikle
hayatın akışı içinde dönüşen bir varlıktır. Statüler ve roller,
ziksel gücüyle değil, aklıyla, sezgileriyle ve iş birliği yeteneğiyle tanımlamak gerekir. Avcı-toplayıcı topluluklardan
1900’ lü yılların ikinci yarısında yetişilemez hızlara ulaştığı yadsınamaz bir
kayalara kazınmış yazıtlar
modern kent devletlerine uzanan bu uzun yolculukta, liderlik yalnızca bu-
gerçek olarak karşımızda durmaktadır. İnsanoğlunun tekerleği icat etmesi yedi milyon yıl sürerken, tekerlekten
gibi sabit değildir; aksine, derin bir vadide akan nehir gibi
yurgan bir otoriteyle değil, bilgelik, vizyon ve ikna gücüyle şekillenmiştir. İnsan topluluklarında bir liderin
motorlu araca ulaşması altı bin yıl aldı. Buna karşın, ilk motorlu araçtan otonom otomobillere geçişimiz yalnızca
etrafındaki koşullara göre şekil alır.
yükselişi, kaba kuvvetten çok, doğru zamanda doğru kelimeleri seçebilmesine, adaleti tesis edebilmesine ve çev-
bir asırdan biraz daha uzun sürdü. Bu
resindekilere güven aşılayabilmesine
akıl almaz gelişimin altında teknolojik, sosyolojik, antropolojik ve hatta psi-
İnsanlık tarihi keskin sınırlarla ayrıl-
bağlıdır. En basit haliyle lider insanları kendi liderliği altında bir arada tutabil-
kolojik birçok değişken olduğu iddia
mış hiyerarşik kalıplara sığdırılama-
me becerisiyle liderliğini sürdürülebi-
edilebilir ancak insanların bir araya
yacak kadar karmaşık ve dinamik bir
lir kılacaktır. İnsan, yalnızca bir " alfa "
gelmesi, topluluk halinde yaşaması, diğer topluluklarla iş birliği yapmaya
yapıda şekillenmiştir. Doğada, bazı türler arasında görülen katı alfa ve
ya da " beta " olmaktan öte, varlığını anlamlandıran, sosyal bağlarını kendi
21
başlaması bu gelişimin altında yatan
beta ayrımların Homo Sapiens’ in top-
iradesiyle kuran ve hayatın akışı içinde
en önemli etkenlerden birini oluştur-
lumsal yaşantısında yeri yoktur. Ayrıca
dönüşen bir varlıktır. Statüler ve roller,
maktadır.
bilinmektedir ki doğal yaşamda hak
kayalara kazınmış yazıtlar gibi sabit