ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 28

‣ Jack : kriko ile kaldırmak ,

yükseltmek
‣ jackal : çakal ,
‣ jacket : ceket , kabuk
‣ jaguar : jaguar
‣ jail : hapsetmek i . hapishane
‣ jam : sıkıştırmak reçel , sıkışıklık
‣ james :
‣ jane : kadın
‣ january : ocak
‣ japan : verniklemek , japon verniği , Japonya
‣ japanese : Japon , Japonca , Japon
‣ jar : gıcırdamak , kavga etmek , kavanoz
‣ jaw : çene çalmak , çene , dırdır
‣ jazz : caz yapmak , caz , boş lâf , ahenksiz , gürültülü
‣ jealous : kıskanç
‣ jeans : kot pantolon
‣ jelly : eşmek , jöle , pelte
‣ jellyfish : denizanası
‣ jet : fışkırtmak , oltu taşı , fıskıye , jet , simsiyah
‣ jewel : değerli taşlarla süslemek , mücevher
‣ jim :
‣ jimmy : levye ile açmak , levye
‣ job : iş yapmak , Eyüp peygamber , iş , meslek , görev
‣ jockey : kandırmak , dolandırmak , jokey
‣ joe :
‣ john : john , tuvalet
‣ johnny : herif , tip
‣ johnson :
‣ joint : eklemek , birleşme yeri , müşterek
‣ joke : şaka yapmak , fıkra , şaka
‣ jolly : ikna etmek , neşeli , şen , çok , fazlasıyla
‣ jones : jones , komşu , sıradan tip
‣ journal : bülten , gazete , dergi
‣ journalist : gazeteci
‣ journey : seyahat etmek , yolculuk
‣ joy : neşe , keyif , sevinç
‣ jubilee : jübile , yıldönümü
‣ judgement : yargılama , yargı , hüküm
‣ juice : meyve suyu , özsu
‣ july : temmuz
‣ june : Haziran
‣ jungle : orman , karışıklık
‣ jury : jüri , geçici , yedek
‣ just : adil , haklı , az önce , sade
‣ just in time : tam vaktinde , son anda , tam zamanında , kılpayı , ucu ucuna
‣ justice : adalet , hakim , yargıç