ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 27
insecure: emniyetsiz, güvenilmez,
inside: iç, iç taraf , içteki , içeride,
içeriye
insolvent: iflas etmiş , iflas etmiş kimse
inspect: denetlemek
inspector: müfettiş
inspire: ilham vermek, canlandırmak
instance: örnek, durum
instant: an , anlık, acil
instead: yerine
instead of: yerine
institute: kurmak , enstitü, klinik, kurum
instruction: eğitim, eğretim, açıklama
instrument: alet, araç, enstrüman
insulate: yalıtmak
insult: onurunu kırmak , aşağılama, hor
görme
intangible: manevi değer , soyut, ma
intelligent: zeki, yetenekli
intense: şiddetli, aşırı, yoğun
intensive: yoğun, şiddetli, aşırı
intention: niyet, amaç
interest: ilgisini çekmek , ilgi, önem,
faiz
interesting: ilginç
interfere: karışmak, girişmek
interior: iç, içerisi , dahili, içteki
intermediate: orta dereceli şey , orta, ara
international: uluslararası
interpret: yorumlamak, tercüme etmek,
interval: ara, süre
intestines: bağırsaklar
into: içine, içeriye
invade: saldırmak, istila etmek
invalid: çürüğe çıkarmak , hasta, sakat ,
geçersiz, hükümsüz
invoice: fatura etmek , fatura
involve: gerektirmek, kapsamak
involved: ilişkili
iron: ütülemek, demir kaplamak , demir,
ütü s. demirden yapılmış, sert
ironically: alaylı biçimde, çift anlamlı
olarak
irregular: bozuk, kuralsız, düzensiz
irritate: kızdırmak, sinirini bozmak
is: [be] , olmak, bulunmak
island: ada
isn't:
issue: çıkarmak, yayınlamak , sayı, konu
it: o, onu, ona
italian: [Italian] İtalyanca, İtalyan
italy: [Italy], İtalya,
itch: kaşınmak, çok istemek , kaşıntı,
heves
item: madde , keza
its: onun, onunki
itself: kendi, kendini, kendisi