ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 14

‣ deficit : hesap açığı , eksiklik
‣ definite : kesin , şüphesiz
‣ definition : tanımlama , belirleme
‣ degree : derece , rütbe
‣ deliberately : kasten
‣ delicate : nazik , duyarlı , lezzetli
‣ delicious : lezzetli
‣ delight : hoşnut etmek , zevk , haz , sevinç
‣ delightful : hoş , zevkli , tatlı
‣ demolish : yıkmak , tahrip etmek
‣ demonstrate : göstermek , örnekle açıklamak
‣ demonstration : ispat , gösterme
‣ demoralize :. moralini bozmak
‣ dentist : dişçi , diş doktoru
‣ department : bölüm , şube
‣ dependent : bağımlı kimse bağlı , muhtaç
‣ deposit : para yatırmak , çökelmek tortu , teminât , emanet
‣ depress : moralini bozmak
‣ depth : derinlik , en derin nokta
‣ deputation : heyet , delegeler
‣ deputy : temsilci vekil
‣ desert : yüzüstü bırakmak , çöl , çorak
‣ design : tasarlamak tasarı
‣ desire : arzulamak arzu , şevk
‣ desk : çalışma masası masa
‣ despair : umudunu kesmek , çaresizlik
‣ desperate : çaresiz , umutsuz
‣ despite : rağmen , kin , nefret
‣ dessert : tatlı , meyve
‣ destination : istikamet
‣ destruction : imha , tahribat
‣ detach : çözmek , ayırmak
‣ detail : ayrıntılı anlatmak , ayrıntı
‣ detective : dedektif dedektif gibi
‣ determine : kararlaştırmak , belirlemek
‣ determined : azimli , kararlı , kesin
‣ development : büyüme , gelişme
‣ devil : rahatsız etmek şeytan
‣ dew : çiy , tazelik
‣ diagram : idiyagram , şema , taslak
‣ dial : tuşlamak telefon kadranı
‣ diameter : çap , en , kalınlık
‣ diamond : elmas , pırlanta , baklava şekli
‣ diary : günlük , hatıra defteri , ajanda
‣ dice : zar atmak , küp küp kesmek , zar oyunu
‣ dick : adam , dedektif
‣ dictator : diktatör
‣ dictionary : sözlük
‣ diet : rejim yapmak diyet , differ : farklı olmak
‣ difference : fark , ayrım
‣ different : farklı , değişik , çeşitli
‣ difficult : zor
‣ difficulty : zorluk , engel , külfet
‣ digest : sindirmek özet , derleme
‣ dim : karartmak , bulandırmak bulanık , donuk
‣ dinner : akşam yemeği , ziyafet
‣ dip : batırmak , bandırmak , dalma , batma , sos
‣ diploma : diploma
‣ diplomat : diplomat
‣ direct : yöneltmek , komuta etmek s . dolaysız
‣ direction : yön , kumanda
‣ directly : dosdoğru
‣ director : yönetici , yönetmen
‣ directory : rehber kitap
‣ dirt : kir , çerçöp , çamur
‣ dirty : kirletmek kirli , iğrenç
‣ disadvantage : dezavantaj , zarar
‣ disagree : aynı fikirde olmamak , uyuşmamak
‣ disaster : felâket , yıkım , afet
‣ disc : disk , daire , plâk
‣ discipline : terbiye etmek , disiplin
‣ disclose : ifşa etmek , göstermek
‣ disco : disko
‣ discovery : ikeşif
‣ discussion : tartışma , görüşme
‣ disease : hastalık
‣ disgust : iğrendirmek bıkkınlık , tiksinme
‣ dish : servis yapmak tabak
‣ dismay : korkutmak , umutsuzluğa düşürmek , dehşet , umutsuzluk
‣ disobey : itaat etmemek
‣ dispatch : göndermek , sevk
‣ displace : yerinden etmek , yerine geçmek