ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 32
M
achine: . makine ile yapmak .
makine, mekanizma
machine-gun: makineli tüfek
machinery: mekanizma, makinalar
mad: . azgın, deli
madam: . madam, bayan
magazine: . dergi, cephanelik
magic: . sihir, büyü
magnet: mıknatıs
magnificent: görkemli, azametli
maid: hizmetçi, kız
mail: postalamak , posta
main: ana boru , ana, esas, başlıca
mainly: başlıca, çoğu
maintain: sürdürmek, sağlamak
major: konusunda uzmanlaşmak ,
binbaşı , büyük, önemli
majority: çoğunluk
make-up: makyaj, süs, düzen
male: erkek,eril
mama: anne
man: adam yerleştirmek , adam
man king: adam king
managed:
management:. idare, müdürlük, yönetim
manager: idareci, müdür, yönetici
maniac: manyak
manner: davranış, tutum, tavır
manual: kitapçık , elle yapılan
manufacture: üretmek , yapım, üretim
manufacturing: [manufacture] üretim
many: birçoğu bir hayli . çok
map: haritasını yapmak harita, plan
march: uygun adım yürümek mart,
marş
margin: kenar yapmak kenar, pay
maria: . Meryemana
market: pazarlama . pazar, piyasa
marmalade: . marmelat
mars: . Merih, Mars
martin: . kırlangıç
marvellous: . olağanüstü, nefis
mary: mary, meryem ana
mask: maskelemek, gizlemek, maske
mass: yığmak , kitle, küme, yığın
massacre: katliam yapmak , katliam
massage: masaj yapmak , masaj
massive: iri, ağır
master: yenmek, öğrenmek, üstâd , ana,
esas
mat: hasır ile örmek , hasır, paspas
match: eşlemek , kibrit, eş
mate: mat etmek, eşlemek , eş, mat
material: madde, malzeme , maddi
mathematics: matematik
mattress: yatak
mature: olgunlaşmak , olgun
maturity: olgunluk
maximum: en yüksek
may: mümkün olmak, ebilmek , mayıs
maybe: belki
me: bana, beni
meadow: çayır
meal: öğün, yemek
meantime: bu arada
meanwhile: . iken, aynı anda
measure: ölçmek , ölçü, miktar
meat: et
mechanic: tamirci , mekanik
medal: madalya
medical: tıbbi
medicine: ilaç vermek , ilaç, tıp
meet: görüşme yapmak, karşılaşmak ,
karşılaşma , uygun
meeting: toplantı, buluşma, miting
melody: ezgi
melon: kavun, kâr
melt: erimek , eriyik
melted: eritilmiş
member: . üye
memorable: . unutulmaz
memorandum: not, bildiri
memorial: anıt, abide , hatırlatıcı
memory: hafıza, anı
men: [man] , adam
mend: onarmak , onarım
mental: zihinsel, ruhsal
merchant: tüccar , ticari
mercy: merhamet
mere: göl , sade, saf