HER EV YANMALI! – FARUK YILDIZ
Ardından televizyon
karşısına geçtik ve vakit
öldürürcesine onu bunu
izlemeye koyulduk.
Kanallar arasında
dolaşırken gördüm. Esmer,
kavruk tenli bir adam hızla
koşuyordu bir yerlere.
Kucağındaki beyaz örtüye
bir çocuk sarmıştı. Çocuk
ölmüştü ve savaş vardı…
Gece, uyumadan evvel
gördüm o çocuğu. Boş bir
duvarda öylece asılı
duruyordu. Ağlıyordu
ve bu evde kimsecikler onu
görmüyordu. Duymuyordu.
Becerebilseydim o duvarın
dibine çöker gücüm
tükenene kadar ben de
ağlardım.
Umursamazlığa, Londra’ya,
Suriye’de, Irak’ta,
İstanbul’a, etmediğim
Afganistan’da, Filistin’de… dualara, savaşlara, alıştığım
Hangisiydi bilmiyorum.
ölümlere, kuzenlere, dolara,
Bilemedim. Öğrenemedim. piyasaya, sisteme…
Hepsine ağız dolusu küfürler
Kuzenim, ailemizin en
savurup için için ağlardım
gözdesi, herkesin
belki.
imrenerek ismini andığı
Ama beceremedim.
genç adam, umursamaz
bir tavra büründü bir anda. Her duvara asılmalı o resim.
“Boş ver” gibilerinden dik
Her evde ağlamalı o
dik baktı gözlerime. Haberi çocuk. Ve hıçkırıkları bütün
aç diyemedim. Neler
kulakları yırtmalı.
oluyor diyemedim. Onun
Asıldığı her ev yanmalı. Belki
yerine tüm gece müzikle
o zaman ağlamayı da biraz
tepişen yarı çıplak kadınlar olsun becerebilirim.
dönüp durdu ekranda.
67