Haziran haziran | Page 67

HER EV YANMALI! – FARUK YILDIZ Ardından televizyon karşısına geçtik ve vakit öldürürcesine onu bunu izlemeye koyulduk. Kanallar arasında dolaşırken gördüm. Esmer, kavruk tenli bir adam hızla koşuyordu bir yerlere. Kucağındaki beyaz örtüye bir çocuk sarmıştı. Çocuk ölmüştü ve savaş vardı… Gece, uyumadan evvel gördüm o çocuğu. Boş bir duvarda öylece asılı duruyordu. Ağlıyordu ve bu evde kimsecikler onu görmüyordu. Duymuyordu. Becerebilseydim o duvarın dibine çöker gücüm tükenene kadar ben de ağlardım. Umursamazlığa, Londra’ya, Suriye’de, Irak’ta, İstanbul’a, etmediğim Afganistan’da, Filistin’de… dualara, savaşlara, alıştığım Hangisiydi bilmiyorum. ölümlere, kuzenlere, dolara, Bilemedim. Öğrenemedim. piyasaya, sisteme… Hepsine ağız dolusu küfürler Kuzenim, ailemizin en savurup için için ağlardım gözdesi, herkesin belki. imrenerek ismini andığı Ama beceremedim. genç adam, umursamaz bir tavra büründü bir anda. Her duvara asılmalı o resim. “Boş ver” gibilerinden dik Her evde ağlamalı o dik baktı gözlerime. Haberi çocuk. Ve hıçkırıkları bütün aç diyemedim. Neler kulakları yırtmalı. oluyor diyemedim. Onun Asıldığı her ev yanmalı. Belki yerine tüm gece müzikle o zaman ağlamayı da biraz tepişen yarı çıplak kadınlar olsun becerebilirim. dönüp durdu ekranda. 67