Haziran 2019 haziran2019 | Page 38

Vakt-i Hâl Arslan Karadayı Siz bakmayın gazetelerde çıkmadığına hikayenizin. Vallahi bir siz bildiniz, bir de Habir olan Allah. Yandınız, çok yandı canınız. Sahurları seherlere bağladınız. İkindi vakti gündüz ve gece melekleri toplanmışken ve durmuşken ruhunuz kıraat’a; diliniz, yüreğiniz, ruhunuz birlik ederek Ekber Olan Allah’tan gayrısını ardına alıp da açmışken sancağını secde meydanlarında… Elleriniz kulaklarınıza gidip çıkarken en uç burcuna kalenizin… Yandınız. Çok yandı canınız. Sabah kerahatını uyumadan geçirmenin selametini yanmada buldunuz. Siz bakmayın gazetelerde çıkmadığına sessizliğinizin. Vallahi bir siz duydunuz, bir de Semi olan Allah. Sustunuz, çok sustunuz. Kuşluk vakti demini alıp bir Cuma saatine giderken gün, iki ezan arasında o “ah!” an’ındakinize düştünüz. Hani o sonuna kadar açılmışken en güzel kapı. Hani cenneti ve cehennemi unuttuğunuz aşk makamı çalarken. Cebinizde tesbih taneleri hesabı bırakıp Ayasofya’nın yanındaki en sessiz, en dik, en hüzünlü sokaktan Gülhane Parkı’na salınan bir kar tanesi misal harbice dağılırken… Sustunuz. Çok sustunuz. Bir abdest sonrası selametini susmada buldunuz. Siz bakmayın gazetelerde çıkmadığına çığlığınızın. Vallahi bir siz duydunuz, bir de Basîr olan Allah. İnlediniz, çok inlediniz. İkindi hazanı yerini hasada bırakırken, en ezilmiş buğday tanesi iftar pidesinde can bulurken… 38