Haziran 2019 haziran2019 | Page 27

Fotoğraf Hayatın Özetidir Naif Karabatak Sonunda benim de bir kitabım olacak, hiç kimse bana kitapsız diyemeyecekti. Dün akşam geç saatlerde aradı editörüm, “yarın gel, detayları halledelim” dedi. Detay çok, detayların arasına girersen labirentlerde dolaşabilirsin ama editörümün detayı, birkaç lüzumlu evrak olmalı, imzalar atılmalı, şöhret basamaklarını koşarak tırmanmalıydım. Kitabım çıktıktan sonra ilk imza gününün izdihamı ana haber bültenlerinin ilk sırasına yerleşmişti. “Yazara büyük ilgi” deniyor ve uzun kuyruklar bütün tivi kanallarının ekranlarını süslüyordu. Onların ekranını süsleyen tabii ki ben ve müstesna kitabımdı. Bütün mikrofonlar bana dönük, bütün muhabirler en güzel soruyu sorup, en ilginç cevabı alma derdinde. Cevabın normali kimseyi kesmiyor, illa ilginç olacak, illa “bizim kanalda farklı çıktı” diye caka satacaklar. Onlar da biliyordu ki, cevabı verdiren sorudur. En iyi soru, en iyi cevabı getirir. Bir hayranıma kitap imzalıyorum, sonra diğerine adını sorup, ona da bir imza armağan ediyorum, sonra bir daha, sonra bir daha.. Terden sırılsıklam bir şekilde yataktan fırladım. Daha saat sabahın üçüydü ve benim editörle buluşmama 7 saat vardı. Geçer mi bu. Bir daha uyusam, bu defa Nobel Edebiyat Ödülünü aldığımı göreceğim, kesin. Uyuma düşüncesi, beraberinde şöhreti getiriyordu ama geçici bir şeydi bu. Bana kalıcısı lazımdı. Ya da bana ne lazımdı doğrusu bilmiyordum. Şöhret olmayı istiyor muydum, onu da bilmiyordum. 27