Havacılık Tıbbı Derneği - Bülten Sayı 24 | Page 24
2 0 1 4 Ocak
SAYI: 24
6. Sinir Sistemi: Kadınların motor ve nörovejetatif lan ölçümlerde aynı çıkmaktadır. Ancak kas kit-
sistemle ilgili reaksiyon zamanları daha süratlidir. Psişik
açıdan bakıldığında kadınlar genellikle erkeğe oranla
daha heyecanlıdır. Bu durum yarışma sporlarında kadın
için önemli dezavantaj olarak görülür. Ancak dezavantajı avantaja çevirmek mümkündür. Oyuncunun yarışma ortamını antrenmanda da yaşamasını sağlamak, deneyim ve tekrarlarla heyecanını azaltmak mümkündür.
7. Hormonal Sistem: Kızlarda 10 yaş dolayında
Folikül uyarıcı hormon (FSH) ve Luteinizan hormon
(LH} miktarı artar. FSH, Östrojen hormonu salgılatır ve
puberte dönemi özgü değişiklikleri başlatır. 1-2 yıl sonra (11-14 yaşlarda) ilk menstürasyon görülür (menarş).
Sporcu kızlarda menarş 1-2 yıl gecikebilir. Bu durum
muhtemelen yüksek şiddetteki antrenmanların adrenalden androjen üretimini uyarmasıyla ilgilidir. Maksimal
egzersizde androjen artışı olmasına karşın submaksimal
egzersizde yoktur. Puberteye kadar boy, kilo ve kuvvette cinsiyet farkı gözetmeksizin paralel gelişme izlenirken; 12 yaş sonrası kadınlarda östrojen erkeklerde ise
testesteron hormonun fazla salgılanmasıyla cinsiyetler
arasında farklılaşma belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.
Testosteron hormonu kas gelişimini, östrojen hormonu
yağ hücreleri gelişimini arttırır (1,2). Kadın sporcuların
erkeklik hormonu kullanarak kas güçlerini arttırdığıyla
ilgili rivayetler vardır. Keza, bazı sporcuların da müsabaka günlerine tesadüf eden regl dönemlerini erteleme
amacıyla kasten hormon ilacı aldıkları bilinmektedir.
Erkek sporcularda söz konusu olmayan bu tür durumların kadın sporcu fizyoloji ve psikolojisini nasıl etkilediği özel araştırma konularıdır. Örneğin gerek amenore
ve gerekse regl dönemlerinde emosyonel bozukluklar,
konsantrasyon azalması ve stres kırığı riski artışı olduğu
bilinmektedir (12). Aşırı egzersiz ve yoğun sportif aktivitelerin östrojen salgısını azalttığı, ovulasyon siklüsünü bozduğu ve gebe kalmayı zorlaştırdığı bilinmektedir
(13).
lesi erkeklere göre daha az olduğundan totalde
kadınlarda bu ilk enerji kaynağı olan maddeler
daha az bulunmaktadır. Bu veriler kısa süreli şiddetli eforlar (kısa mesafe koşuları) da kadınların
erkeklerden çok geri kalmadığını göstermiştir (4).
9. Laktik Asit: Yapılan araştırmalar, maksimal
egzersizlerde kadınlarda kan laktik asit düzeyinin erkeklere göre daha düşük olduğu sonucunu
ortaya koymuştur. Buna neden olarak da kadınlarda kas kitlesinin daha az oluşu gösterilmektedir. Bu yüzden, süre ve şiddet olarak orta mesafe koşusu veya benzeri egzersizlerde kadınların
performansı azalmaktadır (5).
Kadın Futbolcuların Handikapları:
1. Mensturasyon Dönemi, Hamilelik ve
Annelik
Kadın futbolcuların mensturasyon (regl) dönemlerindeki ağrı ve buna bağlı olarak antrenman yapamama
durumu sanıldığından azdır. Spor yapan kadınlarda
regl ağrılarında azalma gözlenmiştir. Reglin ikinci
gününden itibaren performansta yükselme olduğunu
ortaya koyan araştırmalar vardır. En yüksek performansa regl sonrası devrede ulaşmaktadır. Bununla
birlikte bu konuda tam bir fikir birliği yoktur. Bazı
atletler regl sonrasında daha iyi, bazılarının ise daha
8. Enerji Kaynakları: Bazal metabolizma da kötü performans sergiledikleri tespit edilmiştir. Kötü
kadında daha düşük bulunur. ATP (Adenozin
Trifosfat) ve PC (FosfoKreatin) bakımından kaslarda bulunan miktar erkek ve kadında eşittir.
ATP kaslarda 4mM/kg, PC ise 16 M/kg oranında
bulunmakta ve bu miktar erkek ve kadında yapı612
performans gösterenler dayanıklılık gerektiren sporu
yapanlardır. Regl siklusunun her hangi bir devresinde
altın madalya kazananlar olmakta ve hatta dünya rekoru kırılmaktadır. 1964 Tokyo olimpiyatlarına katılan sporcuların %69’u idmanlarına regl devrelerinde