2013
Nisan
SAYI: 22
Uçuş tabibinin rolü
Uçuş Hekimliği Kılavuzunda (Madde 31-14), hekim eğer bir adayda görme alanı kaybı, görme düzeyinde belirgin
değişiklik tespit ederse, ayrıca glokom tanısı veya tedavisi veya yeni tanı oküler hipertansiyon söz konusuysa, tıbbı
sertifikasyonu reddetmeli veya ertelemelidir.
Federal Havacılık Dairesi (FAA), tedavi eden ya da değerlendiren bir uzman (optometrist veya oftalmolog) tarafından oftalmolojik değerlendirme raporunun (FAA Form 8500-14) onaylanmasından sonra Federal Düzenlemeler
Kodlarının (CFR) §67.401 14. başlığındaki özel durumlar maddesine göre başvuruya onay verebilir. Bir FAA hekimi başlangıç sertifikası ile ilgili kararı verir ve başvuruyu ilgili madde gereğince onaylar.
FAA hekimleri pilotun tıbbi sertifikasını ilgili hükümlere göre tekrar onaylayabilirler, fakat aday şu belgeleri sunmalıdır:
• FAA tarafından verilen onay belgesi,
• Yalnız açık açılı glokom ve oküler hipertansiyon için gerekli olan onay sertifikası;
• Tedavi eden bir göz uzmanı tarafından doldurulmuş FAA 8500-14 Formu (Glokom Değerlendirme Formu)
• Görme alanı testleri sonuçları.
Hekim aşağıdaki durumlarda onayı reddetmelidir:
- FAA 8500-14 Formunda, gerekli tıbbı standartları sağlamayan görme düzeyi bulunması,
-Görme alanında değişme ya da intraoküler basınçta kötüleşme varsa.
Primer ya da sekonder dar açılı glokomu olan adaylar genelde reddedilir; çünkü akut açı kapanması atağı nedeniyle iş göremez hale gelme riski vardır. Glokom nedeniyle operasyon geçirenler komplikasyon gelişmezse, stabil
olduklarında tekrar değerlendirilebilir. Artık FAA rutin olarak gece uçuşlarında miyotik veya midriatik ilaçların
kullanımını yasaklamasa da uçuş hekiminin adaylarla miyotiklerin bu yönünü tartışması faydalı olabilir. Eğer
kayda değer gece görme azlığı belgelenirse, FAA tıbbi sertifikaya GECE UÇUŞU İÇİN GEÇERLİ DEĞİLDİR sınırlamasını yazabilir.
Sonuç
Pilotun bir ay sonrasındaki kontrol muayenesinde GİB’in normal sınırın alt değerlerine düştüğü görüldü. Oftalmolog, pilotun Latanoprostu sürekli kullanmasını ve glokomun stabilitesi / progresyonu açısından yıllık kontrollere
gelmesini önerdi. Pilota sonuç olarak başlangıçta glokoma özel 2. sınıf tıbbi sertifika verildi ve uçuş hekimine eğer
yukarda anlatılan kriterler sağlanırsa tıbbi sertifikayı yıllık olarak onaylama yetkisi verildi.
GLOKOM
Glokom optik sinir hasarı ve sinsice artan kalıcı periferik görme alanı kaybı ile karakterize bir hastalıktır. Tedavi
edilmezse, santral görme kaybı ve körlükle sonuçlanabilir. Çoğu olguda artmış göz içi basıncı (GİB >21 mm Hg)
bulunsa da yaklaşık %20 vaka normal sınırlarda GİB (10-20 mm Hg) görülür. Glokom, dünya çapında kalıcı görme kaybı nedenlerinin başında gelir. Amerika’da 2 milyon kişinin glokomlu olduğu tahmin edilmektedir, buna
rağmen bunların yarısında sadece periferik görme kaybı vardır; böylesine yavaş ve sinsi ilerleyiş nedeniyle bu
kişiler hastalıklarının farkında olmayabilirler. Artmış göz içi basıncına en duyarlı göz yapıları optik sinir ve hassas
sinir lifleri tabakasıdır. Glokom vakalarının yaklaşık %75’ini oluşturan primer açık açılı glokom (PAAG) hastalarında drenaj sistemindeki (trabeküler ağ) bozukluk, hümör aközün birikmesine ve intraoküler basıncın artmasına
neden olur. PAAG gelişiminde rol alan diğer risk faktörleri; erkek cinsiyet, ileri yaş, ailede glokom öyküsü, siyah
ırk (3-4 kat artmış risk), oküler hipertansiyon (görme alanı kaybı olmaksızın 21 mm Hg üzerinde göz içi basıncı)
hikâyesi ve ince santral korneal kalınlıktır. Açı kapanması glokomunda periferik iris ve kornea arasındaki açı kapanır ve aköz humörün emilimi engellenir. Hipermetropili hastalarda dar olan açıya bağlı olarak açı kapanması
riski artmıştır. PAAG’nin yavaş, sinsi, ağrısız doğasına zıt olarak akut açı kapanması aniden, öngörülemez şekilde
ve dramatik olarak ortaya çıkabilir. Açı kapanması glokomunda aşırı derecede ağrılı kırmızı göz, baş ağrısı, iş yapmayı engelleyecek derecede bulantı, kusma, aşırı sulanma ve ışıkların etrafında görülen halolara bağlı olarak akut
görme azalması ortaya çıkabilir. Bu tip vakalarda, optik sinirde kalıcı hasarı önlemek için GİB’nı acilen düşürmeye
yönelik tedavi başlanmalıdır. Çoğu glokom vakası topikal göz damlaları gibi yöntemlerle medikal olarak tedavi
edilebilir. Latanoprost gibi prostaglandin analogları en sık kullanılan ajanlardır ve hümör aközün dışa akımını
arttırarak etki ederler. Glokomlu hastalar düzenli, uzun süreli takiplere ihtiyaç duyarlar; çünkü optimal tedaviye
rağmen görme alanı değişiklileri devam edebilir.
Kaynak: Joseph A. Lopez, Glaucoma. The Federal Air Surgeon’s Medical Bulletin. Vol 50, 2012-2
Çeviri: Prof.Dr. Sarper Karaküçük (Erciyes Ü. Tıp Fak. Göz AD.)
491