HASAN DEDE'NİN DİLİNDEN MANEVİ HİKAYELER | Page 105

Hakîki Kıble …
Cenâb-ı Mevlâna ’ nın devrinde , ikindi ezanı okunuyor . Meydancı bağırıyor , “ Vakti sâlâ …”
Haydii .. hepsi kalkıyor yarım dervişler , mûhibler , namaza hazırlanıyorlar .
Meydancı geliyor Cenâb-ı Mevlâna ’ ya , “ Efendi Hazretleri ” diyor , “ Vakti sâlâ …”
Fakat Mevlâna ’ dan zerre kadar cevap yok ; tefekküre dalmış , duymuyor .
Meydancı fazla rahatsız etmiyor , çekip gidiyor .
İki tane derviş , durmuyorlar kıyâma , geliyorlar Mevlâna ’ nın huzûrunda diz çöküyorlar , orda tefekkürde duruyorlar .
İkindinin dört rekât sünneti kılınıyor , selâm veriliyor , Mevlâna kendine geliyor . Bakıyor iki tane derviş önünde . “ Erenler ” diyor , “ siz neden kalkmadınız huzûra ?”
Bakın şimdi dervişlerin verdikleri cevaba … “ Hakîki kıble bizim karşımızdayken , arka çevirip dönemedik boşluğa .”
Mevlâna bunu duyunca , eliyle işaret ediyor , “ Mestûr et !..”
Yani her şeyin üstünde insandır , her şeyin üstünde insandır … İnşallah güzel bir insan oluruz , derviş oluruz .
105