Ülkemizde bu duruma bakıldığında ise 300 civarında kimyasal gıda katkı maddesi kullanımına izin verilmekte ve bunların kullanılması gereken dozajlar belirtilmektedir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus;; özellikle son yıllarda artan“ organik besin” arayışının, halkı denetimi olmayan, kendi mahsulünü yetiştirip halk pazarlarında satışa sunan çiftçiye yönlendirmektedir. Kontrolsüz bir şekilde yapılan ilaçlama ve depolama hem yüksek kimyasal içermesi hem de gözle görülmeyecek mikroorganizmaları içermesi riski nedeni ile halkın sağlığını tehdit edebilmektedir. Bu nedenle tüketici, çiftçiden alınan besinin“ organik” olmadığı ve denetimi olmayan mahsulün sağlığı riske atabileceği konusunda bilinçlendirilmeli, ayrıca etiket okuma alışkanlığı kazandırılması hususunda bilgilendirilmelidir.
Gıda Güvenliği konusunda yapılan çalışmaların arttırılması ve gerçek hayata dönüştürülebilmesi çok önemli bir süreçtir. Bu süreçte firma ve kişilerin değer yargıları ön planda görünmektedir. Bu bir sosyal sorumluluk projesinden çok insanların iyi niyetinin bir farklılık olmaması duygusu gibidir. Çünkü herkes iyi niyetli olmalıdır. Bu çalışmaları yaparken, toplumsal çevrenin ne dediği ile ilgilenmeden değer yargılarımızı göz önüne alarak gerçekten uygulamamız gereken şeylerin planlarını yapmak zorundayız. Bu konuda faaliyetleri takip ettiğinizde bilinçlendirme mesajları verilmektedir. Bu mesajların ne kadar samimi olduğunu da araştırmalıyız. Toplum olarak araştırmaya biraz daha yönelebilirsek, bizden sonraki nesiller ile ilgili de bir sağlık ortamı oluşturabiliriz. İnsan sağlığı ne yazık ki tecrübe edilerek düzeltilebilecek bir şey değildir.
“ Gıda endüstrisi, ekonomik çıktılar ve istihdamla olan bağlantıları ile milli ekonominin en önemli parçalarından biridir. Üstelik, halka besin sağlanması ve zirai hammaddelerin işlenmesi için önemli rol oynamaktadır. Son zamanlarda, gıda endüstrisi, gıdaların işlenmesi ve üretiminde geniş ölçülü teknik ve ekonomik değişimlerle yüzleşmektedir. Bu değişimlerle ilgili örnekler gıda işlemedeki yeni teknik ve bilimsel yaklaşımlar, gıda endüstrisindeki ve perakendecilikteki yapısal değişimlerin etkisi, gıda skandallarının etkisi ve müşteri davranışlarındaki değişimlerdir. Gıda endüstrisindeki inovasyon araştırmaları sektör olarak genellikle düşük araştırma yoğunluğuna sahiptir. Ancak, yeni ürün, işlem veya hizmet olarak algılanan inovasyon, müşteri beklentilerini karşılamak ve rakiplerden farklılık yaratmak için gıda endüstrisindeki şirketler açısından önemli bir gereçtir.”
36