açıdan gıda güvenliğini etkilemektedir. Bilhassa sanayide yoğun olarak kullanılan ağır
metallerin hava – su – toprağa karışması sürdürülebilir bir tarımın devamlılığını riske
atmaktadır. Gıda güvenliğini etkileyen diğer bir unsurda nüfus ve fiyat baskısıdır. Artan
dünya nüfusunun beslenme ihtiyaçlarının yeterli ve kaliteli bir şekilde sağlanması
açısından gıda güvenliği üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bu sebeple ülkeler tarımsal
politikalarını şekillendirirken artan nüfus baskısını göz önüne almaları gerekmektedir.
Bu bağlamda, herkesin yeterli ve dengeli beslenme hakkı göz önüne alındığında artan
fiyat baskısı önemli bir sorun teşkil etmektedir. Artan gıda fiyatları özellikle gelişmekte
olan ülkelerde yoksul kesimin açlık sorununa sebep olmaktadır. İklimde meydana
gelen gelişmelere bağlı olarak oluşan kuraklık ve çölleşme sonucunda verim düşüşü
beraberinde ciddi fiyat artışlarına sebep olmaktadır. 2011 yılı başında dünyanın bir
numaralı buğday üreticisi Çin de yaşanan kuraklık sebebiyle tahıl fiyatlarında yüksek
artışlar meydana gelirken aynı zamanda Güneydoğu Asya ülkelerinde de çeltik üretimi
büyük zarar görmüştür. Fiyatlar üzerindeki baskıda, yaşanan ekonomik krizinde payı
bulunmaktadır. 2007-2008 krizinin ardından özellikle en yoksul ülkelerin kümelendiği
Afrika Kıtasında yetersiz beslenen nüfusun oranının FAO, IFAD(Uluslararası Tarımsal
Kalkınma Fonu) ve WFP(Dünya Gıda Programı) tarafından gerçekleştirilen “Dünya
Açlık Raporu 2011’e göre %8 oranında arttığı bildirilmiştir. Ayrıca Tarımsal açıdan
gelişmiş bazı ülkelerin kendi beslenme düzeyini korumak amacıyla tarım ürünlerine
koydukları kısıtlamaların;; gıda ve tarım ürünleri açısından dışa bağımlı ülkelerde
durumu daha da ağırlaştırdığı tespit edilmiştir. Artan fiyatlar sadece tüketici açısından
değil üretici açısından da sorun yaratmaktadır. Bilhassa gelişmekte olan ülkelerde
yoksul çiftçiler artan fiyat baskısıyla maliyetlerini ön plana koyarak kalite ve güvenceyi
ikinci plana iten yanlış tarım uygulamalarına başvurabilirler. Bu da beraberinde çok
ciddi bir risk doğurmaktadır. Görüldüğü üzere gıda güvenliği konusu birçok değişkenin
etkisi altındadır. Birbiriyle bağlantılı pozisyonda olan bu unsurlar dışsal nitelikte olup
kontrol edilemez bir yapıya sahiptirler. Bu sebeple ülkeler;; tarımsal açıdan gıda
güvenilirliğin temininde bu unsurları yönetilebilir hale getirmeye çalışmaları
sürdürülebilirlik açısından son derece önemlidir.
22