GEÇİD 3: Çeviri Teknolojileri, Birinci Kısım | Page 42

Çeviri sektörünü geçmiş ve günümüz şartlarında değerlendirdiğimizde tamamen bir değişime uğradığını görmekteyiz , bu değişimin ivmelenerek arttığını biliyoruz ve çeviri sektörünün geleceğini merak ediyoruz . Sektörün geleceği hakkında siz ne düşünüyorsunuz , değişime ayak uydurmak ve yeterliliklerimizi buna göre güncellemek açısından öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir ?
Sektör temsilcileriyle yaptığım görüşmeler , okumalar ve gözlemlerim neticesinde çeviri sektöründe otomasyonun daha da artacağını söyleyebilirim . Yani çeviri ve yerelleştirme projelerinin hemen her aşamasında ( proje yönetimi , çeviri , terminoloji yönetimi , kalite kontrol vs .) mevcut olan , süreci kolaylaştırıp hızlandıran her türlü yazılımın kullanımının yaygınlaştırılmasının faydalı olacağını düşünüyorum . Bunu yaparken bilinçli kullanım çok önemli . Bilinçli kullanımla kastettiğim , bir yazılımı kullanırken onun güçlü ve zayıf yanlarına eleştirel gözle bakmak ve yazılımın zayıf kaldığı noktalarda çözüm geliştirmek . Ne yazık ki bazen bir yazılım karşısında heyecana kapılıp onu çevirmen tahtına oturtma eğiliminde olabiliyoruz . Öncelikle bugün gelinen noktada yazılımların insan iletişim uzmanları / çevirmenler kadar kaliteli üretim yapamadığını görüyoruz . Kuşkusuz yazılımlar belli açılardan insanlardan daha güçlü . Bunun bilincinde olup yazılımların başardıklarını hafife almamak lazım . Bugün geldiğimiz noktada yazılımla insanın etkileşimi işbirliği içerisinde . İnsan iletişim uzmanının / çevirmenin hâlâ yazılımları yönlendirdiği ve onlardan destek aldığı bir dünyada yaşıyoruz . Yani makineler insan çevirmenin yerini almış durumda değil . Fakat salt insan beyniyle gerçekleşen çeviri projelerinin sayısı bir hayli azaldı .
Akademik çeviri eğitiminin amacının mevcut teknolojileri tanıştırmak olduğu dikkate alındığında hem derslerde çeviri eğitimcilerinin hem de derslere konuk olarak gelen çeviri sektörü temsilcilerinin tanıttığı yazılımlara sorgulayıcı yaklaşmaları gerektiğini düşünüyorum . Yazılımların kullanımı konusunda ders saatleri dahilinde uzmanlaşmak mümkün değil . Zaten eğitimin yukarıda da değindiğim gibi böyle bir hedefi yok . O halde öğrencilerin bunun bilincinde olarak hem ders içinde hem ders dışında gücünü eline almış aktif öğrenenlere dönüşmeleri gerektiğine inanıyorum . Öğrenme ihtiyaçla tetiklenen bir süreç . O zaman öğrencilerin gelecekte sektörde hangi rollerde görev alacaklarına karar vermeleri ve söz konusu rolün gerektirdiği yazılımları öğrenme sürecine girmeleri gerekir . Ders kuşkusuz buna hizmet edecektir . Ancak yalnızca ders uzmanlaşmaya götürmez . Sektörün beklentisi uzman / uzmanlaşmaya istekli yazılım kullanıcılarıyla çalışmak yönünde . Bazı görevler derste tanıtılmayan yazılımların kullanımında uzmanlaşmayı gerektirebilir . Belirli bir yazılımın öğrenilmesi konusunda eğitimci tarafından sunulan model öğrenme yöntemini diğer yazılımların öğrenilmesine yansıtarak istenen pek çok yazılımın öğrenilmesi mümkün . Kendi kendine öğrenme kavramı bugünün gerçeğidir . Kendi kendine öğrenmenin yeterli olmadığı durumlarda sektörde staj yaparak , meslek içi eğitimler alarak veya çeviri kulüplerinin düzenlediği eğitimleri alarak yazılımların kullanımında kendini geliştirmek mümkün . Ayrıca akran desteğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum . Bence gerek ders içinde gerekse ders dışında öğrencilerin işbirliği içinde birbirlerinin çeviri teknolojilerini kullanma becerilerini geliştirmelerini desteklemeleri gerekir .
39