GEÇİD 3: Çeviri Teknolojileri, Birinci Kısım | Page 14

Çeviri akademisi ve sektör arasında bir uçurum olduğu algısı bir gerçek mi ? Eğer öyleyse bu farkın kapanması için öğrenciler mezun olmadan önce kendilerini sektöre nasıl hazırlamalı ?
Sektör ve akademi arasında bir uçurum veya kopukluk olduğu hemen herkes tarafından bir ön kabul olarak görülüyor olsa da bu soruya gelmeden önce “ Akademinin görevi sektör için yetkin bireyler yetiştirmek midir ?” sorusunu sormanın yerinde olduğunu düşünüyorum . Öğrencilerin kendisini nasıl hazırlaması gerektiği sorusuna gelince benim tavsiyem yerelleştirme alanında önde gelen yerli / yabancı uzmanları Linkedin gibi platformlarda takip etmek ve onların güncel tartışmalarının takipçisi olmak olabilir . Alan üzerine okuma yapmak ve kendi başına araştırma çabasına girmek bir yere kadar geliştirici olabiliyor . Fakat öncelikle neyi bilmediğimizi ve neyi bilmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor . :) Bu da bahsettiğim insanların tartışmalarında , atölyelerinde , sosyal medya paylaşımlarında ve konuşmacı olarak katıldıkları seminerlerde saklı . Bana “ Sizi yerelleştirme bakımından en çok geliştiren şey ne oldu ?” diye sorarsanız “ Yerelleştirme alanında çalışan uzmanların tam olarak neden bahsettiklerini anlamaya çalışmak için yaptığım araştırmalar ve okumalar .” cevabını verebilirim .
“ Öğrenci çevirmenlerin sektöre hazır olmak adına sahip olmaları gereken 3 beceri nedir ?” sorusuna cevabınız ne olurdu ?
Çevirmenler olarak hiçbir zaman sektöre hazır olamayacağımızı düşünüyorum . Kötü haber de bu , iyi haber de :)
Bu bir kötü haber çünkü halihazırdaki sektör düzenine odaklı hazırlıklar yapmak bize sektörün bugününe ve dününe hazır olma imkanı sağlıyor . Diğer yandan , çeviri ve yerelleştirme sektörü her yeni gün sektörün yarınına evriliyor . “ BDÇ araçları artık bir artı değil ” dememin sebebi de buydu . Bu araçlar sektörün bugünü ve zamanla da dünü haline geliyor / gelecek . Bu tabii ki sadece bir örnek .
Bu bir iyi haber çünkü sektörümüz dinamik bir yapıya sahip ve her yeni gün öğrenmemiz gerekenlerle dolu . Bu gerçek , çeviri ve yerelleştirme çalışmalarının herhangi bir adımında çalışan dil uzmanlarının sürekli öğrenmeyle iç içe olması için büyük bir fırsat .
Beceri olarak üç kalemden bahsetmenin kolay olduğunu düşünmüyorum çünkü sahip olunması gerekenler her gün değişiyor ve gelişiyor . Ben bugün üniversite öğrencisi olsam ne yapardım ? Mesela artık makine çevirisini tartışmaktan vazgeçer ve çalışmalarıma nasıl entegre edebileceğime , hangi tür makine çevirisi araçlarının olduğuna ve makine çevirisi sonrası düzeltinin nasıl yapıldığına dair kafa yorardım . Aksi takdirde , sonumuzun BDÇ araçlarına karşı direnen dil uzmanlarıyla aynı olmaması için hiçbir sebep yok .
Ben bugün üniversite öğrencisi olsam sevdiğim birkaç özel alanı belirleyip o alanlarda uzmanlaşmak için elimden geldiğince çok çeviri yapardım . Bunu yaparken sevdiğim alana sektörde ne kadar ihtiyaç duyulduğunu da göz önünde bulundururdum .
Ben bugün üniversite öğrencisi olsam yerli ve yabancı yerelleştirme şirketlerinin iş ilanlarını dikkatlice incelerdim . Bunu henüz öğrenciyken çalışmaya başlamak için değil , hangi becerilere sahip olmam gerektiğini öğrenmek için mezun olmayı beklememek amacıyla yapardım .
11