SAYI: 3 (EYLÜL 2019)
YAPAYLIKTAN DOĞALLIĞA
Osman KARAKAN 1
Eğitim, hayatımızın temel yapı taşlarından bir tanesi olmuştur ve olmaya devam
etmektedir. Günümüz okullarında verilen eğitim ile insanların hedeflerindeki eğitim
birbirinden farklılık gösterir. Günümüz şartlarında okullardaki eğitim sadece akademik
olarak görülmüş ve bu yönde eğitim verme çabaları sürdürülmüştür. Esasında eğitim
yaşam ile iç içe olmadığı, hayatın içine konulmadığı ve özümsenemediği sürece gerçek
bir eğitimden ve insan yetiştirmekten bahsedilemez.
Bu makalede eğitim sürecinde dahil edilmesi mutlak olan, çocuklarımız ile doğa
arasındaki ilişkiye değinmek istedim. Günümüz sanayii ve teknoloji yüzyılında
çocuklarımızın doğadan nasıl koptukları, nasıl teknoçocuk haline geldikleri ve bu süreci
nasıl değiştirebileceğimiz konusunda değerlendirmelerde bulundum.
Howard Gardner 1983 yılında çoklu zekâ kuramı adıyla eğitime farklı bir yaklaşım
getirmiştir. Gardner’e göre her insan farklı yetenek, potansiyel ve kabiliyete sahipti
Dolayısı ile her insanın olaylara bakış açısı ve olayları anlama becerisi birbirinden
farklıydı. Bu bağlamda Gardner; Sözel – Dil, Mantık – Matematiksel, Şekil (Görsel) –
Uzay (Uzamsal; Alansal), Müziksel – Ritmik, Bedensel – Kinestetik, Kişilerarası –
Sosyal, Kişiye dönük (İçsel; Öze dönük) olmak üzere yedi zekâ kuramı ortaya çıkardı.
1995’te ise bunlara ek olarak “Doğa Zekâsı” eklenmiş oldu. Bu zekâ kuramlarında
dikkatimizi yoğunlaştıracağımız, sonradan eklenmiş olan Doğa Zekâsı olacaktır. Doğa
Zekâsı doğa üzerinde her türlü hissetmeyi, düşünmeyi ve doğaya yoğunlaşmayı içerir
( Başaran , 2004 ) . Doğada bulunan ne kadar unsur varsa hepsiyle iç içe olmaktan hoşlanan,
bitkilere, hayvanlara ve çevreye karşı her türlü ilgi, araştırma isteği bu zekanın en belirgin
özelliklerindendir. Açık havada olmaktan, doğa gezileri yapmaktan, bir nehir, ırmak ve
göl kenarlarında bulunmaktan hoşlanan, bulunduğu doğada fotoğraflar çeken, gözlemler
yapan, doğa ile ilgili araştırmalar yapan, çevre kirliliklerine karşı duyarlı olan, bahçe
işlerini seven, toprakla haşır neşir olan ve topraktan bir şeyler üreten, doğayla baş başa
kalmaktan zevk alan kişiler doğa zekasına sahip kişiler olarak ifade edilebilir. Ayrıca ilgi
alanları doğa olan çocuk ve gençler gelecekte doğa bilimcisi adayı olarak gösterilebilir.
Botanik, zooloji, biyoloji, coğrafya, fotoğrafçılık, tıp alanında çalışma potansiyeli olan
kişiler doğa zekasına sahip bireyler olarak gösterilebilir. Çocuk ve gençlik dönemlerinde
doğa ile ilgili eğitim verildiği takdirde insanlar bu alanlara yoğunlaşıp kendilerini bu
yönde geliştirebilirler.
1
Sivas Akademi Yeni Çizgi Okulları Coğrafya Öğretmeni
17