SAYI: 2 ( HAZİRAN 2019)
5.
Tıbbi Coğrafya Perspektifinde Doğa Olaylarının İnsan Sağlığı Üzerindeki
Etkilerine Örnekler
Küresel iklim değişikliğinin konuşulduğu ve bu duruma uyum sağlamaya çalışıldığı
bir dönemin içinde yaşıyoruz. İçinde yaşadığımız Dünya’nın küresel olarak ısınması
vektörlerle bulaşan birçok hastalığın daha da yayılması tehdidini oluşturmaktadır. İklim
değişikliği yalnızca hastalık bulaştıran vektörlerin ekolojisinde değişimlere yol
açmamakta, aynı zamanda birçok meteorolojik afetin de yaşanmasına neden olmaktadır.
İklim değişikliğine bağlı meydana gelen kuraklık ve sellere daha sık rastlamaktayız.
Kuraklık ve seller birbirinin zıttı gibi görünse de aslında insanlık için benzer sorunlar
oluşturmaktadır. Her iki koşulda da temiz suya olan erişimi kısıtlamaktadır. Böyle bir
durum ise sağlık koşullarının azalmasına ve bulaşıcı hastalıkların daha da kolay
yayılmasına yol açmaktadır (Ölgen, 2010). Nüfusun hızla artması ve buna paralel olarak
yerleşme alanlarının genişlemesiyle de bu koşullara maruz kalabilecek insan sayısı ve
riski de artmaktadır.
Kadıoğlu (2008), 1990-2000 arasında meydana gelen doğal afetlerin sayısının,
1900-1940 yıllarında meydana gelenlerden doğal afetlerden 7 kat daha fazla olduğunu
belirtmiştir. Bu afetlerin neden olduğu sağlık problemleri kadınlar ve çocuklar üzerinde
daha belirgindir (Atay vd. 2012). 1991 yılında Bangladeş’te meydana gelen ve 140 bin
kişinin öldüğü kasırgada, kadınların ölüm oranının erkeklere oranla 4 kat, 10 yaş altı
çocukların ölüm oranının ise erkeklere oranla 6 kat fazla olduğu görülmüştür (Akalın,
2013). Türkiye’de 1999 yılında yaşanan deprem, ardında 17.000 ölü ve binlerce yaralı
bırakmıştır. 2004 yılında Güneydoğu Asya’da meydana gelen deprem ve hemen peşi
sıra yaşanan tsunami nedeniyle yaklaşık 300 bin kişi hayatını kaybetmiştir (Özey,
2011).
Tarih boyunca kitlesel ölümlere ve salgın hastalıklara neden olmuş birçok büyük
seller, kuraklıklar ve kıtlıklar gibi felaketler yaşanmıştır. Şüphesiz bu karmaşık ve
büyük çaplı felaketlerden en büyük darbeyi yoksul toplumlar almıştır. Günümüzde
afetlerin daha sık meydana gelmesi, gelişmiş, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke
ayrımı yapmaksızın tüm ülke toplumları üzerinde yıkıcı bir etki yaratmaktadır. Örneğin,
meydana gelen seller sonucu, sel sularının insan ve hayvan atıklarıyla temas edip
kullanım ve içme sularına karışması, kolera, tifo ve ishal gibi hastalıklarda artışların
görülmesine sebep olabilmektedir (Akalın, 2013). Batman ilinde 2006 yılında meydana
gelen bir sel felaketi sonrasında 2 hafta boyunca 483 kişi ishal hastalığına yakalanmıştır.
11 kişinin hayatını kaybettiği bu sel felaketinde ölenlerin 8’i çocuklar olmuştur (Akgün,
2009). Kuraklık nedeniyle azalan su kaynakları su ve gıda kirlenmesine neden olmakta;
bu durumda da bulaşıcı hastalıklar yaygınlaşabilmektedir.
geoCED
www.geoced.org
39
Coğrafya Eğitimi Derneği
www.tceder.org