geoCED geoCED Sayı 2 | Page 4

SAYI: 2 (Haziran 2019) halklarının Batı dünyasındaki algısı, “Bitmeyen Doğu-Batı Çatışması” kavramı içerisinde değerlendirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla “Bitmeyen Doğu-Batı Çatışması” farklı bir boyut kazanmıştır. Günümüzde sosyolojik ve tarihi çelişkilerine yanıt bulamayan çoğu insanın bilinçli veya bilinçsiz sorguladığı bu süreç Türkiye’nin Yeni Jeopolitiği’nin başladığı tarihtir (1923). Bu süreç için kimileri Batı Dünyası’nca kurgulanmış, hatta “bu ülke Batılılarca kurdurulmuştur” demektedir. Kimileri ise “20. Yüzyılda Batı Dünyası’na atılmış bir tokattır” görüşünü savunmaktadır. Rejim sorununu çözemeyen, sosyo-kültürel-ekonomik ve tarihî dönüşümünü bir türlü gerçekleştiremeyen Türkiye, Doğu ve Batı dünyaları arasında sıkışıp kalmıştır. Coğrafi anlamda da kültürel, dinî, ekonomik ve siyasi güçler arasında bin yıllardır geçiş noktası olan Türkiye, bunun sancısını geçmişte yaşamış, günümüzde de şiddetle yaşamaktadır. Kimileri farklı yorumlasa da, biz Asyavî, başka bir deyişle Doğulu bir toplumuz, Doğu Dünyası’na aitiz. Batı Dünyası’nın ilerletici-geliştirici unsurlarını kendisine adapte etmeye çalışan Türkiye Cumhuriyeti, bu süreci de iyi okuyamamış, Atatürk liderliğindeki hareket, laik-anti laik tartışması çerçevesinde ve daha acısı “din düşmanlığı” şeklinde algılanmıştır. İlginç olan Cumhuriyetin, kurucusunun ve kurucularının peşinden gittiğini belirtenlerin de kendi halkının sosyolojik-kültürel ve tarihî analizini sağlıklı bir şekilde yapamamış olmasıdır. Batı Dünyası’nın bizleri bu jeopolitik-jeostratejik coğrafyada kendi halimize bırakmayacağı aşikârdır. Tarihî ve sosyolojik gerçekler dikkate alındığında üretim- tüketim çarkı içerisinde dünyaya yön vermek isteyen güçlerin (Kapitalist Blok = Çokuluslu Şirketler) iyi analiz edilmesi, bilinmesi ve nasıl hareket ettiğinin, edeceğinin sorgulanması gerekmektedir. İnancın, ırkın ve geniş fikir dünyasının çok renkli olduğu bu coğrafyada, Batılı güçlerce dayatılan stratejik-jeopolitik-ekonomik vb. kuramların, teorilerin, projelerin iyi sorgulanması ve çözümlenmesi gerekmektedir. İnanç, ırk ve mezhep eksenindeki söylemlerin yanıt ve çözüm bulacağı mekanizma, Anadolu insanının zihni ve vicdanıdır. Sözünü ettiğimiz insan, “başkaları için de bir diyeceği olan”, “yârin yanağından gayrısını” paylaşandır. YARARLANILAN ve ÖNERİLEN KAYNAKLAR Erinç, S., “Türkiye: İnsan ve Ortam”, İ.Ü. Coğrafya Enstitüsü Dergisi, Cilt 10, Sayı 18- 19, s.1-33, 1973. Flaischlen, C., “Güneşin Olsun Gönlünde”, https://siirantolojim.wordpress.com/2012/07/08/gunesin-olsun-gonlunde-2/ Gülersoy, A. E., “Şark-Garp Ekseninde Jeopolitik Oyunlar ve Ermeni Sorunu”, Jeopolitik Aylık Strateji Dergisi, Cilt 4, Sayı 20, s. 62-66, 2005. Günel, K., Siyasî Coğrafya, Çantay Kitabevi, İstanbul, 2002. Hacısalihoğlu, İ. Y., Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye, Çantay Kitabevi, İstanbul, 2001. geoCED www.geoced.org 3 Coğrafya Eğitimi Derneği www.tceder.org