SAYI: 1
BİR COĞRAFYACI OLABİLMEK: TÜRKİYE’NİN TEK GERÇEK
COĞRAFYACISI SIRRI ERİNÇ (24 Ocak 1918-6 Şubat 2002)
A. M. Celâl ŞENGÖR 1
Ondokuzuncu yüzyılın ilk yarısında büyük evrensel dâhi Alexander von Humboldt’un (1769-
1859) hayâl ettiği coğrafya, yirminci yüzyılın ortalarında kaybolmaya yüz tutmuştu. Bunun en
önemli nedeni coğrafyanın kucakladığı doğa ve sosyal bilimlerin her birinin kendi başlarına
ihtisas konuları haline gelerek kendi öğretim ve araştırma programlarını geliştirmiş
olmalarıydı. Coğrafyacı, her şeyden anlayan, ancak hiçbir şeyde uzman olmayan bir Orta Çağ
âlimine dönüşmüştü. Bu talihsiz gelişmenin temelinde, von Humboldt’un ana hatlarını çizdiği
coğrafyanın amacının anlaşılamamış olması yatıyordu: Coğrafya tüm dünyayı bir bütün
halinde ele alarak dünya üzerindeki tüm süreçlerin birbirine olan etkisini araştıran ve bu
karşılıklı etkinin dünyanın gelişmesine yaptığı tesirin incelenmesine adanmış bir bilim
dalıydı. Her bir dal içinde ayrı ayrı araştırma yapmak, o bilimlerin mütehassıslarına ait bir
görev olmalıydı. Coğrafyacı ise tüm süreçleri karşılaştırmalı olarak inceleyen ve onların
deneştirilmesiyle mütehassısların göremedikleri sonuçları üreten bir kişi olmalıydı.
Coğrafyacının ihtisası bu karşılaştırma ve deneştirme işiydi. Yirminci yüzyılın sonlarına
doğru, bilimin ve insan topluluğunun karşılaştığı sorunlar, bilim dünyasını tekrar von
Humboldt’un hayâl ettiği bir ‘küllî bilim’ arayışına götürdü ve bu bilime yeni isimler
bulundu: ‘Dünya Sistemi Bilimi’ veya ‘Ekoloji’ (gerçi bu isim ondokuzuncu yüzyılın ikinci
yarısında Alman biyologu Ernst Haeckel’in icadıdır). Halbuki bu isimlerin kucakladığı
kavram coğrafyadan başka bir şey değildir.
Türkiye’de 1933’de üniversite reformu yapıldığı zaman, o zaman coğrafyadan sorumlu olan
kişilerin hiçbirisinin ciddî bir coğrafya tahsili olmamıştı. Çoğunun bildiği dil Fransızcaydı ve
bu nedenle yeni üniversite teşkilâtında Paul Marie Joseph Vidal de La Blache’ın ( 1845-1918)
temellerini attığı yeni Fransız ekolü örnek alınmıştı. École Normale Supérieure’de okuyup
tarih ve coğrafya dalında agrejesini yapan de La Blache coğrafyanın sosyal kanadına ağırlık
verdiği için, Fransız coğrafyası üniversitelerin edebiyat fakültelerine yerleştirilmişti. Ancak
bu tercih, yirminci yüzyıl boyunca büyük adımlarla gelişen doğa bilimlerinde ve hattâ sosyal
bilimlerin kantitatif konularında coğrafyacıların geri kalmasına ve yukarıda bahsettiğim
herşeyden anlayıp hiçbir şeyi adam gibi bilmeyen kişilere dönüşmelerine sebep oldu.
Türkiye’nin Fransızları izlemesi Türkiye’deki coğrafyanın gerilemesinin en önemli
nedenlerinden biridir. Türk coğrafyacıları ya jeologluğa, ya da sosyologluğa özendiler ve
sonunda ne birinde ne de diğerinde kayda değer işler yapabildiler.
Ülkemizde bu üzücü durumun dışında kalan, dışında kalmakla yetinmeyip dünya çapında
gerçek bir coğrafyacı olabilen tek bir isim vardır: Sırrı Erinç! Meselâ coğrafya camiasının
içinde addedilen ama büyük ölçüde birer jeolog olan çok saygın ve başarılı bilim insanlarımız
1
İTÜ Maden Fakültesi, Jeoloji Bölümü ve Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, Ayazağa 34469
Istanbul
[email protected]
geoCED
www.geoced.org
1
Coğrafya Eğitimi Derneği
www.tceder.org