Geniş AÇI Sayı 3 Mayıs 2018 geniş açı-31052018-D-SON | Page 43

39

Maviş

Bundan yaklaşık bir yıl önce ben hayvanlara büyük ilgi duyduğum için ailem beni küçük bir hayvan dükkânına götürdü. Orada uzun boylu, siyah uzun saçlı, asık suratlı bir görevliye muhabbet kuşlarının nerede olduğunu sorunca, beni küçük, şirin ve yavru muhabbet kuşlarının olduğu kafese yönlendirdi. Hepsinin renkleri birbirinden güzeldi ve hiçbirinin deseni diğerlerine benzemiyordu. Renkli ve cıvıl cıvıl olan bu yavru muhabbet kuşları bana dikkatlice bakıyorlardı. Birkaçı biraz korkmuş gözüküyordu. Ancak aralarından bir bana doğru geliyor, beni dikkatlice süzüyordu. Mavinin en açık ve en güzel tonlarında olan bu kuşun sadece kafasında beyazlık vardı. Açık mavi sırtındaki çizgi şeklindeki lekeleriyle bana sanki sabah dalgalı, berrak denize bakarcasına bir etki veriyordu. Ben ona bakarken o bana doğru dikkatlice yaklaşıyordu. Yaklaştığında ise çenesinin beyazdan mora doğru geçişle harika bir rengin olduğunu fark ettim. İnternette araştırdığıma göre bu onun erkek olduğunu gösteriyordu. Ayrıca diğerlerine göre daha hareketli ve daha enerjik gözüküyordu. O anda o muhabbet kuşunu almaya karar verdim. Görevliye söyledim ve o kuşu yakalarken kuş hareketli olduğu için uzun zaman alacak gibi gözüküyordu ben de kafesi, suluğu, yemliği ve diğer eşyalarını seçmeye başladı. Ona, altın rengi, büyük bir kafes, iki küçük yemlik ve rengine yakışacak açık mavi bir suluk seçtim. Ayrıca mavili beyazlı bir oyuncak da aldım. Bence onun mutlu olması ve ihtiyaçlarını karşılaması için bunlar yeterli olacaktı. Bunları kaysa koyduğumda görevli kuşu yakalamıştı. Kafese koymasını yardım ettikte sonra üç paket yem aldım. Annem bana kuşun ismini ne koyacağımı sordu. Bunu hiç düşünmemiştim ama aniden ağzımdan maviş ismi çıktı. Bu ismi beğenmiştim ve ismini maviş koyacaktım. Zaten rengiyle uyumlu bir isimdi. Parayı ödediğimizde incecik ve güçsüz kollarımla o kocaman kafesi kaldırıp arabaya doğru gitmeye başladım. Annem ve babam da arkamdan gelip arabanın kapısını açtılar. Arabaya oturdum ve altın renkli kafesi yanıma koydum. Babam arabayı çalıştırdı ve eve doğru yol aldık.
Eve geldiğimizde ise maviş’ in kafesi için uygun bir yer aramaya başladım. Salonun köşesine küçük bir masa ve onun üzerine de kafesi koydum. Maviş artık bana korkak gözlerle bakmıyor, adeta benimle oynamak istiyor gibi davranıyordu.
Aradan bir yıl geçmişti. Artık tek dostumu Maviş olarak görüyordum. Okuldan ve ödevlerden arta kalan vaktimi Maviş ile harcıyordum. Ona bir sürü şey öğretmiştim. Sanki benimle sohbet edercesine bildiklerini durmadan söylüyordu. Kelimeler dışında istediği zaman dışarı çıkabilmesi için kafesin kapısını açmayı öğrenmişti. Bir hafta sonu annemin ve babamın haftalık olarak yaptıkları alış-verişe beni de götürdüler. Orada istediğim şeyi almama izin verdiler. Ancak ben alış-veriş merkezinden bir şey almak istemiyordum. Oranın tam karşısındaki hayvan dükkanın dan maviş için bir hediye almak istiyordum çünkü Maviş çok enerjik olduğundan ona sadece konması için bir çubuk ve küçük bir oyuncak yetmiyordu. Benim okulda geçirdiğim zamanda o kocaman kafeste yalnız kalıyordu. Bu yüzden babamdan beni hayvan dükkânına götürmesini istedim. Babam da beni götürdü ancak seçmek için sadece 10 dakikam olduğunu söyledi. Ben de hemen bakmaya başladım. Son zamanlarda çok yalnızdı. Ortaokulda özel okula geçtiğim için ona zaman ayıramıyordum. Yalnızlığını gidermesi için onu hep camın önüne koyuyor ve onun dışarıya bakıp yalnızlığını biraz olsun azaltmaya çalışıyordum.
Ancak dışarıdaki hiçbir kuş onu türünden olmadığı ve ondan kat kat büyük oldukları için diğer kuşlar onu ilgilendirmiyordu. Ben de onun için bir salıncak almıştım. Tam o sırada annem balkon kapısını kapatmayı unuttuğunu hatırladı. Maviş kendi kafesinin kapısını açabiliyordu. Bizde aceleyle arabaya bindik ve hemen eve gittik. Evin kapısını açtığımızda ben koşarak Maviş’ in kafesinin olduğu odaya gittim. Gittiğimde ise Maviş için aldığım hediyenin yere düştüğünü ve gözümden bir damla yaş aktığını hissettim. Balkonun kapısı açıktı, kafeste öyle. Hediyeyi yerden aldım ve kafese baktım ancak kafes boştu. O boş kafes hep salonun köşesinde kapısı açık durdu. Her kafese baktığımda onu özlüyor ve gözümden bir damla yaş aktığını hissediyordum. Şimdi nerede ne yapıyor bilmiyorum ama onu hep hatırlayacaktım. Çünkü o Maviş’ ti, onun bende yeri hep ayrı kalacaktı …
Nehir DALGIÇ 6 / C
39