Geniş AÇI Sayı 3 Mayıs 2018 geniş açı-31052018-D-SON | Page 19
metninin fantastik olabilmesi için gerçek
üstü bir düzlemde geçmesi gerekir. Böyle
bir metni oluşturabilmek için edebiyatçının
fantezisinin (sonsuz, sınırsız hayal gücü) ol-
ması önkoşuldur. Bu önkoşulu sağlayabil-
mek için edebiyatçının çok iyi masal biri-
kimin olması, bu yetmez aynı zamanda
mitoloji bilgisinin oldukça iyi olması gerekir.
Bunun da yeterli olduğu söylenemez. Aynı
zamanda dönemini de çok iyi kavramış
olması gerekir. Fantastik edebiyat masal
değildir,ama masallardan yararlanır. İçin-
deki bir çok öge masal ögesidir. Mitoloji
değildir;ama mitolojiden yararlanır. Mito-
loji insanoğlunun gerçekleri gerçek üstü bir
düzleme taşıyarak saklayıp gelecek kuşak-
lara aktarabilme yeteneğinin de bir göster-
gesidir. Aynı şey masallar için de geçerlidir.
Fantastik edebiyat metinleri çocukla daha
kolay iletişim kurarlar. Gerçek düzlemde
onları rahatsız eden ve yüz yüze gelmekten
kaçındıkları sorunlarla gerçeküstü düzlem-
de daha kolay karşılaşabilirler ve hesapla-
şabilirler. Yazar da yaşamın gerçekleriyle
çocuğu gerçek üstü bir düzlemde karşı-
laştırır ve iletişim kurmasını sağlar. Bu süreç
aynı zamanda eğlendiricidir ve macera
yüklüdür. Çocuğu içine çeker ve sürükleyip
götürür.
Bizdeki fantastik çocuk edebiyatı ürünleri
genellikle çeviridir. Herkesin çok iyi bildiği
Jules Verne’in kitapları bunların başta gele-
nidir. Jules Verne’in kitaplarının hemen ya-
yımlanmış olmasının nedeni bu metinlerin
çocuğun bilimsel merakını artırması ve bili-
me yöneltmesidir.
Fantastik edebiyatın klasik başyapıtların-
dan bir başkası Pinokyo’dur. İlk kez 1883
yılında yayınlanan Collodi’nin ‘Pinokyo’su
çok yönlü motifleri ve gelenekleri, gerçekle
gerçek dışı arasında gidip gelen bir biçim-
de tek bir kapta birleştirilmiş bir kitaptır. Bu
şekilde masalın temel elemanları olan iyi
yürekli peri, dönüşümler, harika ülkeler ve
fablın elemanları olan insan gibi davranan
hayvanlar bu kitapta yer almışlardır. Aynı
zamanda çağını eleştiren bölümlere de
rastlanır. Masalsı elemanların kullanılması-
na karşın, halk masallarına karşı bir muha-
lefet göze çarpar. Bir zamanlar ... diye baş-
lamasına rağmen, masallara alışkın olan
çocukları uyarır ve içinde kral, kraliçe, prens
ve prenses olmayan, tersine ateş yakmak-
ta kullanılan tahtadan yapılmış bir kuklanın
olduğu gerçeğe götürür.
Küçük Prens, yetişkinlerin sıra dışı dünyaları-
nın kalmadığı eğitim sisteminin ve yetişkin
eğitiminin çocukların düş güçlerini körelttiği
eleştirisiyle başlar. Anlatıcının bir gün Sahra
Çölü’nde uçağının düşmesi sonucu Küçük
Prens’le karşılaşması ve onunla kurduğu iç-
ten dostlukla sürer. Küçük Prens’in kendi ge-
zegeninden çıkıp başka gezegenleri keşfe
çıkması bir bakıma hayatı keşfe çıkıştır. İlk
başta gördüğü yetişkinler dünyası, düşten
yoksun, sayılara gömülmüş duygusuz bir
dünyadır. Küçük Prens’in düş kırıklıkları böy-
lece başlar. Kitap, hem yaşamın yeniden
keşfi hem de yetişkin eleştirileriyle sürer. Bel-
ki de kitabın zirve noktasını oluşturan ve Kü-
çük Prens’in sevgiyi, emeği ve emek verdi-
ği her şeyden sorumlu olduğu duygusunu
keşfettiği tilkiyle olan konuşma olan bölüm
felsefi derinliğinin zirve noktasıdır. Gerçekli-
ği gerçeküstü düzlemde tutar bu yönüyle
melankoli içerir.
Michael Ende’nin Bitmeyecek Öykü isimli
fantastik çocuk kitabında içe dönük, be-
ceriksiz, kendinden ve toplumdan kaçan
bir çocuğun öyküsünden söz edilir. Kitapta
şişko, çirkin, pısırık, geçimsiz ve sevimsiz bir
çocuk olan Bastian Balthasar Bux’un çeliş-
kilerle dolu yaşamı anlatılır. Annesi öldüğü
için babasıyla birlikte sıkıntı içinde yaşar,
okulda başarısızdır, arkadaşları tarafından
dışlanmıştır.
Uyumsuz olduğu kadar mutsuz da olan
Bastian, günün birinde okuldan kaçar. Bir
sahaf dükkanından çaldığı “Bitmeyecek
Öykü” adlı kitabı, okulun tavan arasına giz-
lenerek okumaya başlar. Bastian’ın oku-
15