Geniş AÇI Sayı 3 Mayıs 2018 geniş açı-31052018-D-SON | Page 16

Sunay AKIN’dan İnsan 1957 yılında Amerika’nın güneyine araştırma yapmak üzere üs kuran Nasa’yı bir gün küçük bir Kızılderili çocuk fark eder ve koşa koşa epeyce uzakta bulunan kamplarına gidip Büyükbabası- na haber verir. -Büyükbaba, beyaz adamlar gelmiş, aşağıdaki vadide gördüm... Çok kalabalıklar ve bir şeyler yapıyorlar. Yaşlı Kızılderili homurdanmaya başlar, belli ki epeyce sinirlenmiştir. -Onlarla konuştun mu? -Hayır, beni görmediler. Ben büyük tepenin üze- rinden onları izledim. -O zaman yarın yanlarına git ve orada ne ara- dıklarını sor. Küçük Kızılderili ertesi sabah yola koyulur. Üsse varır ve beyaz adamlardan birinin yanına gidip; -Burada ne yapıyorsunuz? diye sorar Beyaz adamlardan birkaçı küçük Kızılderilinin basını okşarlar, ona gülümserler ve; -Hani geceleri gökyüzünde parlayan bir şey var ya, biz buradan onu seyrediyoruz. -Ay’ımı?! peki ama neden? Adamlar küçük çocuğun sorusunu yine gülüm- seyerek yanıtlarlar. -İleride... çok yıllar sonra buradan oraya insanla- rı götürebilmek ve orada yeni bir hayat kurabil- mek için... Anladın mı? Küçük Kızılderili şaşkınlığını gizlemeye çalışarak 12 “Anladım” der ve koşa koşa uzaklaşır. Öyle hızlı koşmuştur ki, kampa geldiğinde konu- şamaz haldedir. Hemen büyükbabasının yanı- na gider ve kendisine söylenenleri bir bir anlatır. Yaşlı Kızılderili torununun anlattıklarını dinledikten sonra iyice sinirlenir, bağırıp çağırmaya başlar. Ertesi sabah yine torununu yanına çağırır, hay- van derisi üzerine kızgın bir çubukla ve kendi li- sanınca yazdığı not u torununa uzatarak der ki; -Bunu al, beyaz adamlara götür ve onlara de ki; “ Bunu büyükbabam gönderdi... Oraya, yani ay a gittiğinizde bunu oradakilere verecekmişsiniz” Küçük Kızılderili kendisine söyleneni aynen ya- par. Üs deki beyaz adamlardan birine notu verir, Büyükbabasının söylediklerini de iletir ve yine ko- şar adım uzaklaşır. Üs çalışanları, belli bölümleri yakılmış deri parça- sına bakıp, bakıp saatlerce gülerler. Ancak aradan bir kaç gün geçtikten sonra, yaş- lı Kızılderilinin o notla, sözde ayda yaşayanlara nasıl bir mesaj iletmek istediğini merak etmeye başlarlar. Bu merak günden güne öylesine bü- yür ki, bir tercüman çağırmaya karar verirler. Tercüman geldiğinde herkes bir araya toplanır ve merakla beklemeye başlarlar. Bu arada gü- lüşmeler hala ara ara devam etmektedir. Tercüman deri parçasını eline alır , okur ve ağla- maya başlar. Herkes şaşkındır, gülüşmeler yerini iyiden iyiye meraka bırakmıştır. Tercüman yaşlı gözlerini kalabalığa çevirir ve der ki; -Not aynen şöyle; “Bu adamlara dikkat edin, elinizden topraklarını- zı almaya geliyorlar!” Düzenleme